Çağdaş Sözlük

kanat ~ قناد

Redhouse Sözlüğü - kanat ~ قناد maddesi. Sayfa: 1474 - Sira: 16

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kanat - قناد ingilizce anlamı, قناد - kanat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قناد - kanat kelimesi nasıl geçiyor. kanat osmanlıca nasıl yazılır. kanat nedir, kanat ne demek arapca yazılışı.

قناد means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قناد. قناد attoman turkish I mean, قناد What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قناد, Ottoman Turkish English Dictionary

قناد ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قناد تعني باللغة الإنجليزية. قناد ماذا يعني في اللغة العثمانية. قناد ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قناد

قناد چه کلمات انگلیسی چیست؟ قناد به معنای انگلیسی. قناد چه در زبان عثمانی بود. قناد به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قناد

kanat ~ قناد güncel sözlüklerde anlamı:

KANAT ::: (C.: Kanavât) Yeraltına döşenmiş olan künk. Küçük kanal, su borusu. * Sopa, mızrak.

kanat ::: (a. i. c. : kanavât) : 1) yer altında bulunan künk, suyolu. 2) anat. kanal.

kannâd ::: (a. i.) : şeker yapan, şekerci.

Kanat :::


  1. Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
    Örnek: Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal

  2. Balıklarda yüzgeç.

  3. Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey.

  4. Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı

  5. Yan, taraf.

  6. Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri.

  7. Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol.

  8. Angıç.

  9. 1. Zar biçiminde herhangi bir uzantı. 2. Böceklerin uçma organı. 3. Kuşlarda ve yarasalarda uçmaya yarayacak biçimde değişmiş olan yapılar.T. : cenâh

kanât ::: yeraltı su kanalı

kannâd ::: şekerci

kanat ::: yeraltına döşenmiş olan künk , küçük kanal , su borusu , sopa , mızrak

kanât ::: ‬yeraltı su kanalı

kannâd ::: ‬şekerci

kanat ::: (a. i. c. : kanavât) 1) yer altında bulunan künk, suyolu. 2) anat. kanal.

kannâd ::: (a. i.) şeker yapan, şekerci.

kanat ::: kol, taraf, yan

KANAT :::

(C.: Kanavât) Yeraltına döşenmiş olan künk. Küçük kanal, su borusu. * Sopa, mızrak