Çağdaş Sözlük

kanat ~ قانات

Redhouse Sözlüğü - kanat ~ قانات maddesi. Sayfa: 1424 - Sira: 11

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kanat - قانات ingilizce anlamı, قانات - kanat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قانات - kanat kelimesi nasıl geçiyor. kanat osmanlıca nasıl yazılır. kanat nedir, kanat ne demek arapca yazılışı.

قانات means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قانات. قانات attoman turkish I mean, قانات What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قانات, Ottoman Turkish English Dictionary

قانات ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قانات تعني باللغة الإنجليزية. قانات ماذا يعني في اللغة العثمانية. قانات ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قانات

قانات چه کلمات انگلیسی چیست؟ قانات به معنای انگلیسی. قانات چه در زبان عثمانی بود. قانات به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قانات

kanat ~ قانات güncel sözlüklerde anlamı:

KANAT ::: (C.: Kanavât) Yeraltına döşenmiş olan künk. Küçük kanal, su borusu. * Sopa, mızrak.

kanat ::: (a. i. c. : kanavât) : 1) yer altında bulunan künk, suyolu. 2) anat. kanal.

Kanat :::


  1. Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ
    Örnek: Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal

  2. Balıklarda yüzgeç.

  3. Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey.

  4. Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı

  5. Yan, taraf.

  6. Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri.

  7. Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol.

  8. Angıç.

  9. 1. Zar biçiminde herhangi bir uzantı. 2. Böceklerin uçma organı. 3. Kuşlarda ve yarasalarda uçmaya yarayacak biçimde değişmiş olan yapılar.T. : cenâh

kanât ::: yeraltı su kanalı

kanat ::: yeraltına döşenmiş olan künk , küçük kanal , su borusu , sopa , mızrak

kanât ::: ‬yeraltı su kanalı

kanat ::: (a. i. c. : kanavât) 1) yer altında bulunan künk, suyolu. 2) anat. kanal.

kanat ::: kol, taraf, yan

KANAT :::

(C.: Kanavât) Yeraltına döşenmiş olan künk. Küçük kanal, su borusu. * Sopa, mızrak