Çağdaş Sözlük

hasir ~ حاسر

Redhouse Sözlüğü - hasir ~ حاسر maddesi. Sayfa: 751 - Sira: 35

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hasir - حاسر ingilizce anlamı, حاسر - hasir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حاسر - hasir kelimesi nasıl geçiyor. hasir osmanlıca nasıl yazılır. hasir nedir, hasir ne demek arapca yazılışı.

حاسر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حاسر. حاسر attoman turkish I mean, حاسر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حاسر, Ottoman Turkish English Dictionary

حاسر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حاسر تعني باللغة الإنجليزية. حاسر ماذا يعني في اللغة العثمانية. حاسر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حاسر

حاسر چه کلمات انگلیسی چیست؟ حاسر به معنای انگلیسی. حاسر چه در زبان عثمانی بود. حاسر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حاسر

hasir ~ حاسر güncel sözlüklerde anlamı:

HASiR ::: Bir şey söyler veya okurken dili tutulan kimse. Kekeme insan. * Hasır.

HaSiR ::: Hasarete uğrayan. Zarara, ziyana uğrayan.

HASiR ::: Feri gitmiş, donuklaşmış göz. * Hasret çeken. Meramına nail olamayan. * Yorulmuş. * Açılmış. * Zayıf.

HASiR ::: Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. * Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz.

hasîr ::: (a. s.) : 1) feri gitmiş, donuklaşmış [göz]. Basar-ı hasîr : fersiz, donuk göz. 2) hasret çeken, (bkz. : hâsir1, hasret-keş).

hâsir ::: (a. s. hasret'den.) : 1) hasret çeken, meramına nail olamıyan. 2) çıplak, silâhsız, eliboş, müdâfaadan âciz [adam], "hâib" kelimesiyle birlikte kullanılır].

hâsir ::: (a. s. hasâr'dan. hâsirîn. hâsirün) : zarara, ziyana uğrıyan.

hasîr ::: (a. i.) : 1) hasır. 2) s. söyler veya okurken dili tutulan.

hasîr ::: (a. s.) : (bkz. : hâsir).

hasîr ::: hasret çeken.

hasîr ::: zarara uğrayan.

hâsir ::: zarar eden , hüsrana uğrayan

hasîr ::: hasır , hasret çeken

hasîr ::: ‬hasır

hâsir ::: ‬zarar eden

hâsir ::: hüsrana uğrayan

hasîr ::: (a. s.) 1) feri gitmiş, donuklaşmış [göz]. Basar-ı hasîr : fersiz, donuk göz. 2) hasret çeken, (bkz. : hâsir1, hasret-keş).

hâsir ::: (a. s. hasret'den.) 1) hasret çeken, meramına nail olamıyan. 2) çıplak, silâhsız, eliboş, müdâfaadan âciz [adam],

hâsir ::: (a. s. hasâr'dan. hâsirîn. hâsirün) zarara, ziyana uğrıyan.

hasîr ::: (a. i.) 1) hasır. 2) s. söyler veya okurken dili tutulan.

hasîr ::: (a. s.) (bkz. : hâsir).

HASÎR :::

Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. * Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz

HÂSİR :::

Hasarete uğrayan. Zarara, ziyana uğrayan