Çağdaş Sözlük

hasir ~ حسير

Redhouse Sözlüğü - hasir ~ حسير maddesi. Sayfa: 786 - Sira: 13

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hasir - حسير ingilizce anlamı, حسير - hasir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حسير - hasir kelimesi nasıl geçiyor. hasir osmanlıca nasıl yazılır. hasir nedir, hasir ne demek arapca yazılışı.

حسير means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حسير. حسير attoman turkish I mean, حسير What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حسير, Ottoman Turkish English Dictionary

حسير ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حسير تعني باللغة الإنجليزية. حسير ماذا يعني في اللغة العثمانية. حسير ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حسير

حسير چه کلمات انگلیسی چیست؟ حسير به معنای انگلیسی. حسير چه در زبان عثمانی بود. حسير به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حسير

hasir ~ حسير güncel sözlüklerde anlamı:

HASiR ::: Bir şey söyler veya okurken dili tutulan kimse. Kekeme insan. * Hasır.

HaSiR ::: Hasarete uğrayan. Zarara, ziyana uğrayan.

HASiR ::: Feri gitmiş, donuklaşmış göz. * Hasret çeken. Meramına nail olamayan. * Yorulmuş. * Açılmış. * Zayıf.

HASiR ::: Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. * Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz.

hasîr ::: (a. s.) : 1) feri gitmiş, donuklaşmış [göz]. Basar-ı hasîr : fersiz, donuk göz. 2) hasret çeken, (bkz. : hâsir1, hasret-keş).

hâsir ::: (a. s. hasret'den.) : 1) hasret çeken, meramına nail olamıyan. 2) çıplak, silâhsız, eliboş, müdâfaadan âciz [adam], "hâib" kelimesiyle birlikte kullanılır].

hâsir ::: (a. s. hasâr'dan. hâsirîn. hâsirün) : zarara, ziyana uğrıyan.

hasîr ::: (a. i.) : 1) hasır. 2) s. söyler veya okurken dili tutulan.

hasîr ::: (a. s.) : (bkz. : hâsir).

hasîr ::: hasret çeken.

hasîr ::: zarara uğrayan.

hâsir ::: zarar eden , hüsrana uğrayan

hasîr ::: hasır , hasret çeken

hasîr ::: ‬hasır

hâsir ::: ‬zarar eden

hâsir ::: hüsrana uğrayan

hasîr ::: (a. s.) 1) feri gitmiş, donuklaşmış [göz]. Basar-ı hasîr : fersiz, donuk göz. 2) hasret çeken, (bkz. : hâsir1, hasret-keş).

hâsir ::: (a. s. hasret'den.) 1) hasret çeken, meramına nail olamıyan. 2) çıplak, silâhsız, eliboş, müdâfaadan âciz [adam],

hâsir ::: (a. s. hasâr'dan. hâsirîn. hâsirün) zarara, ziyana uğrıyan.

hasîr ::: (a. i.) 1) hasır. 2) s. söyler veya okurken dili tutulan.

hasîr ::: (a. s.) (bkz. : hâsir).

HASÎR :::

Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. * Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz

HÂSİR :::

Hasarete uğrayan. Zarara, ziyana uğrayan