Çağdaş Sözlük

hac ~ حج

Redhouse Sözlüğü - hac ~ حج maddesi. Sayfa: 763 - Sira: 46

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hac - حج ingilizce anlamı, حج - hac osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حج - hac kelimesi nasıl geçiyor. hac osmanlıca nasıl yazılır. hac nedir, hac ne demek arapca yazılışı.

حج means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حج. حج attoman turkish I mean, حج What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حج, Ottoman Turkish English Dictionary

حج ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حج تعني باللغة الإنجليزية. حج ماذا يعني في اللغة العثمانية. حج ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حج

حج چه کلمات انگلیسی چیست؟ حج به معنای انگلیسی. حج چه در زبان عثمانی بود. حج به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حج

hac ~ حج güncel sözlüklerde anlamı:

HAC ::: (Hâcet. C.) İhtiyaçlar. * Devedikenleri.

HAC ::: f. Put, haç.

Hâc ::: (a. i. hâcet'in c.) : 1) (bkz. : hâcât, havâyic). 2) bot. deve dikenleri, akdikenler.

hacc ::: (a. i.) : islâmın beş şartından biri olan ve muayyen zamanda Mekke'deki "Kâbe-i Şerîfe" yi ziyaret etmek üzere yola çıkma farizası, [kelimenin aslında "kasid" ve "teveccüh" mânâları vardır].

HAC ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Azık ve binek bakımından yoluna gücü yeten her kimsenin o Beyt'i (Kâbe'yi) hac etmesi, insanlar üzerine Allahü teâlânın hakkıdır, farzdır. (Âl-i İmrân sûresi: 97)

Hac edip de beni ziyâret etmeyen kimse, beni incitmiş olur. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)

Allah'ım! Hac edeni ve onun af ve mağfiret olunmasını istediği kimseyi af ve mağfiret eyle. (Hadîs-i şerîf-Lübâb-ül-İhyâ)

Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)

Ticâret yapmak ve hac etmek için giden bir kimsenin, hac niyeti ziyâde (fazla) ise, sevâb kazanır. Ticâret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevâbı kazanamaz. (Alâüddîn-i Haskefî)

Kulun haccının kabûl olduğunun alâmeti, hacda Peygamber efendimizin ahlâkı ile ahlâklanarak, dönmesi, günâha hiç yaklaşmaması, kendini hiç kimseden üstün görmemesi, ölünceye kadar dünyâya meyletmemesidir. Haccının kabûl olmadığının alâmeti de, hacdan döndüğünde evvelki hâli üzere bulunmasıdır. (Ali Havvâs)

Hac :::


  1. Genellikle tek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belli aylarında ziyaret edilmesi.

  2. İslam'ın beş şartından biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti.

hac ::: hacı

hac ::: ‬hacı

Hâc ::: (f. i.) haç, put. (bkz. : salîb, çelîpâ).

Hâc ::: (a. i. hâcet'in c.) 1) (bkz. : hâcât, havâyic). 2) bot. deve dikenleri, akdikenler.

hacc ::: (a. i.) islâmın beş şartından biri olan ve muayyen zamanda Mekke'deki

HAC :::

f. Put, haç