hac ~ حاج
Redhouse Sözlüğü - hac ~ حاج maddesi. Sayfa: 749 - Sira: 12
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hac - حاج ingilizce anlamı, حاج - hac osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حاج - hac kelimesi nasıl geçiyor. hac osmanlıca nasıl yazılır. hac nedir, hac ne demek arapca yazılışı.
حاج means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حاج. حاج attoman turkish I mean, حاج What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حاج, Ottoman Turkish English Dictionary
حاج ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حاج تعني باللغة الإنجليزية. حاج ماذا يعني في اللغة العثمانية. حاج ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حاج
حاج چه کلمات انگلیسی چیست؟ حاج به معنای انگلیسی. حاج چه در زبان عثمانی بود. حاج به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حاج
hac ~ حاج güncel sözlüklerde anlamı:
HAC ::: (Hâcet. C.) İhtiyaçlar. * Devedikenleri.
HAC ::: f. Put, haç.
"); Hâc ::: (f. i.) : haç, put. (bkz. : salîb, çelîpâ).
Hâc ::: (a. i. hâcet'in c.) : 1) (bkz. : hâcât, havâyic). 2) bot. deve dikenleri, akdikenler.
hâcc ::: (a. s. ve i. c. : hüccâc) : hacca giden, Kabe'yi ziyaret eden, hacı. [çok zaman kelime "el-hâcc" şeklinde kullanılır ve "hacı" şekli daha yaygındır], (bkz. : hacı).
hâcc-ül-haremeyn ::: zamanında şer'î merasime uyarak Mekke-i Mükerreme ile Medîne-i Münevvere'yi ziyaret eden kimse.
HAC ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Azık ve binek bakımından yoluna gücü yeten her kimsenin o Beyt'i (Kâbe'yi) hac etmesi, insanlar üzerine Allahü teâlânın hakkıdır, farzdır. (Âl-i İmrân sûresi: 97)
Hac edip de beni ziyâret etmeyen kimse, beni incitmiş olur. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)
Allah'ım! Hac edeni ve onun af ve mağfiret olunmasını istediği kimseyi af ve mağfiret eyle. (Hadîs-i şerîf-Lübâb-ül-İhyâ)
Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâyık)
Ticâret yapmak ve hac etmek için giden bir kimsenin, hac niyeti ziyâde (fazla) ise, sevâb kazanır. Ticâret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevâbı kazanamaz. (Alâüddîn-i Haskefî)
Kulun haccının kabûl olduğunun alâmeti, hacda Peygamber efendimizin ahlâkı ile ahlâklanarak, dönmesi, günâha hiç yaklaşmaması, kendini hiç kimseden üstün görmemesi, ölünceye kadar dünyâya meyletmemesidir. Haccının kabûl olmadığının alâmeti de, hacdan döndüğünde evvelki hâli üzere bulunmasıdır. (Ali Havvâs)
Hac :::
- Genellikle tek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belli aylarında ziyaret edilmesi.
- İslam'ın beş şartından biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti.
hac ::: hacı
hac ::: hacı
Hâc ::: (f. i.) haç, put. (bkz. : salîb, çelîpâ).
Hâc ::: (a. i. hâcet'in c.) 1) (bkz. : hâcât, havâyic). 2) bot. deve dikenleri, akdikenler.
hâcc ::: (a. s. ve i. c. : hüccâc) hacca giden, Kabe'yi ziyaret eden, hacı. [çok zaman kelime
HAC :::