Çağdaş Sözlük

bur ~ بر

Redhouse Sözlüğü - bur ~ بر maddesi. Sayfa: 350 - Sira: 8

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü bur - بر ingilizce anlamı, بر - bur osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بر - bur kelimesi nasıl geçiyor. bur osmanlıca nasıl yazılır. bur nedir, bur ne demek arapca yazılışı.

بر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بر. بر attoman turkish I mean, بر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بر, Ottoman Turkish English Dictionary

بر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بر تعني باللغة الإنجليزية. بر ماذا يعني في اللغة العثمانية. بر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بر

بر چه کلمات انگلیسی چیست؟ بر به معنای انگلیسی. بر چه در زبان عثمانی بود. بر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بر

bur ~ بر güncel sözlüklerde anlamı:

BUR ::: Hayırsız kişi. * Ekine elverişli olmayan tarla.

BUR ::: f. Fıstıkî renk. * Sülün. * Doru at.

"); Ber ::: (f. e.) : üzere.

ber-nehc-i şer'î ::: huk. şer'î usûl veçhile.

ber-vech-i âtî, ber-vech-i zîr ::: aşağıdaki gibi, aşağıda olduğu gibi.

ber ::: (f. s.) : alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.

ber ::: (f. i.) : 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.

berr ::: (a. i.) : kara, toprak. Bahr ü berr : deniz ve kara.

berr-i atîk ::: (eski karalar, topraklar) : Asya; Avrupa; Afrika.

berr-i cedîd ::: (yeni karalar, topraklar) : Amerika; Avusturalya.

berr ::: (a. i. c. : ebrâr) : doğru sözlü, hayır işliyen kimse.

birr ::: (a. i.) : 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.

bûr ::: (a. i.) : dünyâ ve ahrete hayrı olmıyan kimse.

bürr ::: (a. i.) : buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).

Bur :::


  1. bak. burr.

berr ::: kara , toprak , yer

ber ::: üzere , üzeri , göğüs , üzerine

birr ::: iyilik , temizlik

bûr ::: kumral

bur ::: hayırsız kişi , ekine elverişli olmayan tarla , fıstıki renk , sülün , doru at

ber ::: ‬üzeri

ber ::: üzere

ber ::: göğüs

ber ::: meyva

berr ::: ‬toprak

berr ::: kara

berr ::: kıta

bûr ::: ‬kumral

bir ::: bir

ber ::: (f. s.) alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.

ber ::: (f. i.) 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.

berr ::: (a. i. c. : ebrâr) doğru sözlü, hayır işliyen kimse.

birr ::: (a. i.) 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.

bûr ::: (f. s.) 1) fıstıkî renk. 2) i. doru, kızıla çalar at. 3) i. zool. sülün.

bûr ::: (a. i.) dünyâ ve ahrete hayrı olmıyan kimse.

bürr ::: (a. i.) buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).

BUR :::

Hayırsız kişi. * Ekine elverişli olmayan tarla

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: