bur ~ بر
Redhouse Sözlüğü - bur ~ بر maddesi. Sayfa: 350 - Sira: 7
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü bur - بر ingilizce anlamı, بر - bur osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بر - bur kelimesi nasıl geçiyor. bur osmanlıca nasıl yazılır. bur nedir, bur ne demek arapca yazılışı.
بر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بر. بر attoman turkish I mean, بر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بر, Ottoman Turkish English Dictionary
بر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بر تعني باللغة الإنجليزية. بر ماذا يعني في اللغة العثمانية. بر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بر
بر چه کلمات انگلیسی چیست؟ بر به معنای انگلیسی. بر چه در زبان عثمانی بود. بر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بر
bur ~ بر güncel sözlüklerde anlamı:
BUR ::: Hayırsız kişi. * Ekine elverişli olmayan tarla.
BUR ::: f. Fıstıkî renk. * Sülün. * Doru at.
"); Ber ::: (f. e.) : üzere.
ber-nehc-i şer'î ::: huk. şer'î usûl veçhile.
ber-vech-i âtî, ber-vech-i zîr ::: aşağıdaki gibi, aşağıda olduğu gibi.
ber ::: (f. s.) : alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.
ber ::: (f. i.) : 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.
berr ::: (a. i.) : kara, toprak. Bahr ü berr : deniz ve kara.
berr-i atîk ::: (eski karalar, topraklar) : Asya; Avrupa; Afrika.
berr-i cedîd ::: (yeni karalar, topraklar) : Amerika; Avusturalya.
berr ::: (a. i. c. : ebrâr) : doğru sözlü, hayır işliyen kimse.
birr ::: (a. i.) : 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.
bûr ::: (a. i.) : dünyâ ve ahrete hayrı olmıyan kimse.
bürr ::: (a. i.) : buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).
Bur :::
- bak. burr.
berr ::: kara , toprak , yer
ber ::: üzere , üzeri , göğüs , üzerine
birr ::: iyilik , temizlik
bûr ::: kumral
bur ::: hayırsız kişi , ekine elverişli olmayan tarla , fıstıki renk , sülün , doru at
ber ::: üzeri
ber ::: üzere
ber ::: göğüs
ber ::: meyva
berr ::: toprak
berr ::: kara
berr ::: kıta
bûr ::: kumral
bir ::: bir
ber ::: (f. s.) alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.
ber ::: (f. i.) 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.
berr ::: (a. i. c. : ebrâr) doğru sözlü, hayır işliyen kimse.
birr ::: (a. i.) 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.
bûr ::: (f. s.) 1) fıstıkî renk. 2) i. doru, kızıla çalar at. 3) i. zool. sülün.
bûr ::: (a. i.) dünyâ ve ahrete hayrı olmıyan kimse.
bürr ::: (a. i.) buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).
BUR :::