Çağdaş Sözlük

bir ~ بر

Redhouse Sözlüğü - bir ~ بر maddesi. Sayfa: 350 - Sira: 5

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü bir - بر ingilizce anlamı, بر - bir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بر - bir kelimesi nasıl geçiyor. bir osmanlıca nasıl yazılır. bir nedir, bir ne demek arapca yazılışı.

بر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بر. بر attoman turkish I mean, بر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بر, Ottoman Turkish English Dictionary

بر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بر تعني باللغة الإنجليزية. بر ماذا يعني في اللغة العثمانية. بر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بر

بر چه کلمات انگلیسی چیست؟ بر به معنای انگلیسی. بر چه در زبان عثمانی بود. بر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بر

bir ~ بر güncel sözlüklerde anlamı:

"); Ber ::: (f. e.) : üzere.

ber-nehc-i şer'î ::: huk. şer'î usûl veçhile.

ber-vech-i âtî, ber-vech-i zîr ::: aşağıdaki gibi, aşağıda olduğu gibi.

ber ::: (f. s.) : alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.

ber ::: (f. i.) : 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.

berr ::: (a. i.) : kara, toprak. Bahr ü berr : deniz ve kara.

berr-i atîk ::: (eski karalar, topraklar) : Asya; Avrupa; Afrika.

berr-i cedîd ::: (yeni karalar, topraklar) : Amerika; Avusturalya.

berr ::: (a. i. c. : ebrâr) : doğru sözlü, hayır işliyen kimse.

bîr ::: (f. i.) : 1) yıldırım. 2) yatak, döşek, kilim, halı, seccade, örtü gibi şeyler.

birr ::: (a. i.) : 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.

bürr ::: (a. i.) : buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).

bîr ::: kuyu.

Bir :::


  1. Sayıların ilki.

  2. Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.

  3. Bu sayı kadar olan.

  4. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).

  5. Tek.

  6. Beraber.

  7. Eş, aynı, bir boyda.

  8. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.

berr ::: kara , toprak , yer

ber ::: üzere , üzeri , göğüs , üzerine

birr ::: iyilik , temizlik

bîr ::: kuyu

ber ::: ‬üzeri

ber ::: üzere

ber ::: göğüs

ber ::: meyva

berr ::: ‬toprak

berr ::: kara

berr ::: kıta

bir ::: bir

ber ::: (f. s.) alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.

ber ::: (f. i.) 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.

berr ::: (a. i. c. : ebrâr) doğru sözlü, hayır işliyen kimse.

bîr ::: (f. i.) 1) yıldırım. 2) yatak, döşek, kilim, halı, seccade, örtü gibi şeyler.

birr ::: (a. i.) 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.

bürr ::: (a. i.) buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).

bir ::: ancak, aynı, benzer, eş, müşterek, sadece, tek, vahit, yalnız

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: