ber ~ بر
Redhouse Sözlüğü - ber ~ بر maddesi. Sayfa: 350 - Sira: 3
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ber - بر ingilizce anlamı, بر - ber osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بر - ber kelimesi nasıl geçiyor. ber osmanlıca nasıl yazılır. ber nedir, ber ne demek arapca yazılışı.
بر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بر. بر attoman turkish I mean, بر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بر, Ottoman Turkish English Dictionary
بر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بر تعني باللغة الإنجليزية. بر ماذا يعني في اللغة العثمانية. بر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بر
بر چه کلمات انگلیسی چیست؟ بر به معنای انگلیسی. بر چه در زبان عثمانی بود. بر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بر
ber ~ بر güncel sözlüklerde anlamı:
BER ::: f. Üzere, üzerine, yukarı mânasına (ve Arabçadaki "Alâ" yerine edat-ı isti'lâdır) * Göğüs, sine, bağır, sadır. * Fayda. * Hamil. * Hıfz. * Yan. * Taraf. * Nâkil. Götürücü. * Meyve. * Yaprak. Varak. * Meme.* Genç kadın.* Evin kapısı.
BER ::: f. (Burden) "Götürmek" mastarının emir köküdür. Kelimenin sonuna getirilerek terkipler yapılır. Emirber $ : Emir dinleyen, emir götüren. Fermanber $ : Emir veren. Emir dinleyen... gibi.
ber ::: bet
"); Ber ::: (f. e.) : üzere.
ber-nehc-i şer'î ::: huk. şer'î usûl veçhile.
ber-vech-i âtî, ber-vech-i zîr ::: aşağıdaki gibi, aşağıda olduğu gibi.
ber ::: (f. s.) : alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.
ber ::: (f. i.) : 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.
berr ::: (a. i.) : kara, toprak. Bahr ü berr : deniz ve kara.
berr-i atîk ::: (eski karalar, topraklar) : Asya; Avrupa; Afrika.
berr-i cedîd ::: (yeni karalar, topraklar) : Amerika; Avusturalya.
berr ::: (a. i. c. : ebrâr) : doğru sözlü, hayır işliyen kimse.
birr ::: (a. i.) : 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.
bürr ::: (a. i.) : buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).
ber ::: "alan, dinleyen, yeden, götüren" mânâsında son ek.
ber ::: "üzeri, üzerine, yukarı" mânâsında ön ek.
berr ::: kara , toprak , yer
ber ::: üzere , üzeri , göğüs , üzerine
birr ::: iyilik , temizlik
ber ::: üzeri
ber ::: üzere
ber ::: göğüs
ber ::: meyva
berr ::: toprak
berr ::: kara
berr ::: kıta
bir ::: bir
ber ::: (f. s.) alan, getiren götüren. Dil-ber : gönül alan. Peyâm-ber (peygamber) : haber getiren.
ber ::: (f. i.) 1) göğüs, sîne. Semen-ber : ak göğüslü. 2) meyva, yemiş. 3) meme. 4) kucak. 5) yaprak [berg'in hafiflet il misi ]. 6) genç kadın. 7) evin kapısı. 8) en, genişlik.
berr ::: (a. i. c. : ebrâr) doğru sözlü, hayır işliyen kimse.
birr ::: (a. i.) 1) iyilik, güzellik, hayır. 2) anaya babaya itaat. 3) bağışta bulunma.
bürr ::: (a. i.) buğday, (bkz. : gendüm, Shınta, kamh).
BER :::