Çağdaş Sözlük

yemek ~ یمك

Redhouse Sözlüğü - yemek ~ یمك maddesi. Sayfa: 2210 - Sira: 6

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü yemek - یمك ingilizce anlamı, یمك - yemek osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte یمك - yemek kelimesi nasıl geçiyor. yemek osmanlıca nasıl yazılır. yemek nedir, yemek ne demek arapca yazılışı.

یمك means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language یمك. یمك attoman turkish I mean, یمك What is the meaning of the word, what does it mean in turkish یمك, Ottoman Turkish English Dictionary

یمك ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ یمك تعني باللغة الإنجليزية. یمك ماذا يعني في اللغة العثمانية. یمك ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية یمك

یمك چه کلمات انگلیسی چیست؟ یمك به معنای انگلیسی. یمك چه در زبان عثمانی بود. یمك به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت یمك

yemek ~ یمك güncel sözlüklerde anlamı:

Yemek :::


  1. yeme, karın doyurma işi
    Örnek: Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı

  2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.

  3. Günün belli saatlerinde yenilen besin
    Örnek: Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez. H. Taner

  4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
    Örnek: Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay

  5. Ağızda çiğneyerek yutmak
    Örnek: Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. B. Felek

  6. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
    Örnek: Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. H. Taner

  7. Isırmak.

  8. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.

  9. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
    Örnek: Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım... M. Ş. Esendal

  10. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.

  11. Harcamak, tüketmek, bitirmek
    Örnek: Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu. M. Ş. Esendal

  12. Yasal yoldan cezalandırılmak.

  13. Yemek yeme, karın doyurma işi

yemek ::: aş, batmak, çizmek, dalamak, delmek, ekmek, harcamak, ısırmak, kemirmek, lokma, mahvet
mek, oymak, taam, tüketmek