yemek ~ يمك
Redhouse Sözlüğü - yemek ~ يمك maddesi. Sayfa: 2210 - Sira: 5
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü yemek - يمك ingilizce anlamı, يمك - yemek osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte يمك - yemek kelimesi nasıl geçiyor. yemek osmanlıca nasıl yazılır. yemek nedir, yemek ne demek arapca yazılışı.
يمك means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language يمك. يمك attoman turkish I mean, يمك What is the meaning of the word, what does it mean in turkish يمك, Ottoman Turkish English Dictionary
يمك ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ يمك تعني باللغة الإنجليزية. يمك ماذا يعني في اللغة العثمانية. يمك ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية يمك
يمك چه کلمات انگلیسی چیست؟ يمك به معنای انگلیسی. يمك چه در زبان عثمانی بود. يمك به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت يمك
yemek ~ يمك güncel sözlüklerde anlamı:
Yemek :::
- yeme, karın doyurma işi
Örnek: Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı - Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
Örnek: Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez. H. Taner - Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
Örnek: Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu. F. R. Atay - Ağızda çiğneyerek yutmak
Örnek: Adam o kadar çabuk yiyor ki, hizmetçi ekmek yetiştiremiyor. B. Felek - Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
Örnek: Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor. H. Taner - Isırmak.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
- Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
Örnek: Kendini topladı ama, fena yerinden gagayı yedi sanırım... M. Ş. Esendal - Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
- Harcamak, tüketmek, bitirmek
Örnek: Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu. M. Ş. Esendal - Yasal yoldan cezalandırılmak.
- Yemek yeme, karın doyurma işi
yemek ::: aş, batmak, çizmek, dalamak, delmek, ekmek, harcamak, ısırmak, kemirmek, lokma, mahvet
mek, oymak, taam, tüketmek