voli ~ ولی
Redhouse Sözlüğü - voli ~ ولی maddesi. Sayfa: 2149 - Sira: 39
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü voli - ولی ingilizce anlamı, ولی - voli osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ولی - voli kelimesi nasıl geçiyor. voli osmanlıca nasıl yazılır. voli nedir, voli ne demek arapca yazılışı.
ولی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ولی. ولی attoman turkish I mean, ولی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ولی, Ottoman Turkish English Dictionary
ولی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ولی تعني باللغة الإنجليزية. ولی ماذا يعني في اللغة العثمانية. ولی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ولی
ولی چه کلمات انگلیسی چیست؟ ولی به معنای انگلیسی. ولی چه در زبان عثمانی بود. ولی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ولی
voli ~ ولی güncel sözlüklerde anlamı:
veli ::: (f. e.) : velâkin, amma, fakat, (bkz : lîk).
velî, veliyy ::: (a. i. c. : evliya) : 1) Allah'ın 99 adından biri. 2) sahip. 3) bir çocuğun her türlü hareketinden ve hâlinden sorumlu olan kimse. 4) ermiş, eren. 5) erkek adı.
veliyy-i akreb ::: huk. velayet altında bulunan kimseye hısımlık derecesi en yakın olan kimse.
veliyy-i eb'ad ::: huk. velayet altında bulunan kimseye hısımlık derecesi en uzak olan kimse.
veliyy-i ni'met ::: nîmet sahibi, velinimet, besli-yen.
veliyy-üd-dîn ::: 1) dîne sımsıkı bağlı; 2) dilimizde "veliyettin" şeklinde erkek adı olarak kullanılır.
veliyy-ül-emr ::: emir sahibi, âmir.
veliyy-ül-hakk, velî-d-dem, velî-l-kasâs ::: fık. ka-sas veya diyet istemiye hakkı olan.
veliyy-ün-niam ::: şeyhislâm.
vely ::: (a. i.) : birbiri ardı sıra gelme, çıkma, olma. (bkz. : taâkub, tevâlî).
voli ::: Balıkçının bir yere, denize balık ağı sermesi. Buraları kamunun ortak yerleridir. Balık ağının serpildiği yerler. Kısa yoldan kâr ve kazanç sağlama.
velî ::: ermiş
velî ::: velî
velî ::: çocuktan sorumlu olan
velî ::: ama
velî ::: fakat
veli ::: (f. e.) velâkin, amma, fakat, (bkz : lîk).
vely ::: (a. i.) birbiri ardı sıra gelme, çıkma, olma. (bkz. : taâkub, tevâlî).
voli ::: kâr, kazanç, vurgun