Çağdaş Sözlük

vasi ~ واصی

Redhouse Sözlüğü - vasi ~ واصی maddesi. Sayfa: 2123 - Sira: 12

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü vasi - واصی ingilizce anlamı, واصی - vasi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte واصی - vasi kelimesi nasıl geçiyor. vasi osmanlıca nasıl yazılır. vasi nedir, vasi ne demek arapca yazılışı.

واصی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language واصی. واصی attoman turkish I mean, واصی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish واصی, Ottoman Turkish English Dictionary

واصی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ واصی تعني باللغة الإنجليزية. واصی ماذا يعني في اللغة العثمانية. واصی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية واصی

واصی چه کلمات انگلیسی چیست؟ واصی به معنای انگلیسی. واصی چه در زبان عثمانی بود. واصی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت واصی

vasi ~ واصی güncel sözlüklerde anlamı:

VASi ::: (Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse.

vasî ::: (a. i. vesâyet'den. c. : evsıyâ') : 1) bîr ölünün vasiyetini yerine getirmiye me'mur edilen kimse. 2) bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse. 3) (Imâmiye mezhebine göre) Hz. Ali.

vasî-i guremâ ::: file. borçları terikesinden fazla olduğu halde vefat eden borçlunun terikesine yargıç tarafından tâyin olunan vasî.

vasî-i mansûb ::: fık. yetim için hâkim (yargıç) tarafından tâyîn edilen vasî.

vasî-i muhtar ::: fık. ölünün hayatta iken tâyîn ettiği vasî olup, vasiyeti yerine getirmekle vazifelidir.

vasî ::: geniş.

VASi ::: Ölüm hastası, küçük çocuğuna bırakacağı malını, bu çocuğun ihtiyâçlarına sarf etmesi için birini vasî tâyin edince, çocuk âkıl (akıllı), bâliğ (ergenlik, evlenme yaşına gelmiş) olduğunda, reşîd olduğu (malını, dînin ve aklın beğendiği yerlerde kullandığı) görülmedikçe vasîden malları alamaz. (İbn-i Âbidîn)

Emîn (güvenilir) olmayan, fâsık (açıkça haram işleyen) veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) vasî yapılırsa, kâdı (hâkim) bunları değiştirir. (Kâdıhan)

Vasî muhtâc olunca, yetimin malından yiyebilir. Kimseye hibe edemez. Helâk (telef)ederse, azl olunur (vasîlikten alınır). (Kâdıhan)

Vasi :::


  1. Geniş.

  2. Engin.

  3. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse
    Örnek: Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor. R. N. Güntekin

  4. Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse.

vâsî ::: geniş

vasi ::: (vesayet , den) bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse , bir yetimin veya akılca zayıf , hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse

Vasi ::: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.

Vasi ::: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.

vasi ::: kayyum

vâsi ::: engin, geniş

vâsi ::: engin, geniş

vasi :::

kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci

VASİ :::

(Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse