vasi ~ واسع
Redhouse Sözlüğü - vasi ~ واسع maddesi. Sayfa: 2122 - Sira: 26
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü vasi - واسع ingilizce anlamı, واسع - vasi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte واسع - vasi kelimesi nasıl geçiyor. vasi osmanlıca nasıl yazılır. vasi nedir, vasi ne demek arapca yazılışı.
واسع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language واسع. واسع attoman turkish I mean, واسع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish واسع, Ottoman Turkish English Dictionary
واسع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ واسع تعني باللغة الإنجليزية. واسع ماذا يعني في اللغة العثمانية. واسع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية واسع
واسع چه کلمات انگلیسی چیست؟ واسع به معنای انگلیسی. واسع چه در زبان عثمانی بود. واسع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت واسع
vasi ~ واسع güncel sözlüklerde anlamı:
VASi ::: (Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse.
vasî ::: (a. i. vesâyet'den. c. : evsıyâ') : 1) bîr ölünün vasiyetini yerine getirmiye me'mur edilen kimse. 2) bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse. 3) (Imâmiye mezhebine göre) Hz. Ali.
vasî-i guremâ ::: file. borçları terikesinden fazla olduğu halde vefat eden borçlunun terikesine yargıç tarafından tâyin olunan vasî.
vasî-i mansûb ::: fık. yetim için hâkim (yargıç) tarafından tâyîn edilen vasî.
vasî-i muhtar ::: fık. ölünün hayatta iken tâyîn ettiği vasî olup, vasiyeti yerine getirmekle vazifelidir.
vasî ::: geniş.
VASi ::: Ölüm hastası, küçük çocuğuna bırakacağı malını, bu çocuğun ihtiyâçlarına sarf etmesi için birini vasî tâyin edince, çocuk âkıl (akıllı), bâliğ (ergenlik, evlenme yaşına gelmiş) olduğunda, reşîd olduğu (malını, dînin ve aklın beğendiği yerlerde kullandığı) görülmedikçe vasîden malları alamaz. (İbn-i Âbidîn)
Emîn (güvenilir) olmayan, fâsık (açıkça haram işleyen) veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) vasî yapılırsa, kâdı (hâkim) bunları değiştirir. (Kâdıhan)
Vasî muhtâc olunca, yetimin malından yiyebilir. Kimseye hibe edemez. Helâk (telef)ederse, azl olunur (vasîlikten alınır). (Kâdıhan)
Vasi :::
- Geniş.
- Engin.
- Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse
Örnek: Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor. R. N. Güntekin - Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse.
vâsi' ::: geniş , yaygın , enli , bol
vâsî ::: geniş
vasi ::: (vesayet , den) bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse , bir yetimin veya akılca zayıf , hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse
vâsi’ ::: geniş
vâsi’ ::: yaygın
vâsi’ ::: kapsamlı
vâsi’ ::: enli
vâsi’ ::: bol
Vasi ::: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.
Vasi ::: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.
vasi ::: kayyum
vâsi ::: engin, geniş
vâsi ::: engin, geniş
vasi :::
VASİ :::