Çağdaş Sözlük

vasıta ~ واسطه

Redhouse Sözlüğü - vasıta ~ واسطه maddesi. Sayfa: 2122 - Sira: 25

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü vasıta - واسطه ingilizce anlamı, واسطه - vasıta osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte واسطه - vasıta kelimesi nasıl geçiyor. vasıta osmanlıca nasıl yazılır. vasıta nedir, vasıta ne demek arapca yazılışı.

واسطه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language واسطه. واسطه attoman turkish I mean, واسطه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish واسطه, Ottoman Turkish English Dictionary

واسطه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ واسطه تعني باللغة الإنجليزية. واسطه ماذا يعني في اللغة العثمانية. واسطه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية واسطه

واسطه چه کلمات انگلیسی چیست؟ واسطه به معنای انگلیسی. واسطه چه در زبان عثمانی بود. واسطه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت واسطه

vasıta ~ واسطه güncel sözlüklerde anlamı:

VaSITA ::: İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden.

vâsıta ::: (a. i. c. : vesâit) : 1) iki şeyi birbirine bitiştiren üçüncü. 2) aracı, arada bulunan, araya giren, meyancı. 3) âlet, araç. 4) soy, soy kuşağının her biri. Bilâ-vâsıta : vasıtasız, doğrudan doğruya. Bi-l-vâsıta : vâsıta ile, birinin aracılığı ile. 5) ed. tercî ve terkîb-i bendleri teşkîl eden parçaları birbirine bağlıyan beyit, [terci'lerde tekrarlanır, terkiplerde değişir]

vâsıta ::: araç.

Vasıta :::


  1. Araç
    Örnek: Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Atatürk

  2. Aracı
    Örnek: Geçim bakımından da aynı yolu tutanlar vardır; memur kayırmak, mümkünse vasıta olmak suretiyle! R. H. Karay

  3. Aracılık.

vâsıta ::: araç , aracı

vâsıtâ ::: aracı

vâsıta ::: ‬aracı

vâsıta ::: araç

vâsıta ::: alet

vâsıta ::: (a. i. c. : vesâit) 1) iki şeyi birbirine bitiştiren üçüncü. 2) aracı, arada bulunan, araya giren, meyancı. 3) âlet, araç. 4) soy, soy kuşağının her biri. Bilâ-vâsıta : vasıtasız, doğrudan doğruya. Bi-l-vâsıta : vâsıta ile, birinin aracılığı ile. 5) ed. tercî ve terkîb-i bendleri teşkîl eden parçaları birbirine bağlıyan beyit, [terci'lerde tekrarlanır, terkiplerde değişir]

vasıta ::: anahtar, aracılık, araç, taşıt

VÂSITA :::

İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden