Çağdaş Sözlük

nakil ~ نقل

Redhouse Sözlüğü - nakil ~ نقل maddesi. Sayfa: 2099 - Sira: 5

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nakil - نقل ingilizce anlamı, نقل - nakil osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نقل - nakil kelimesi nasıl geçiyor. nakil osmanlıca nasıl yazılır. nakil nedir, nakil ne demek arapca yazılışı.

نقل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نقل. نقل attoman turkish I mean, نقل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نقل, Ottoman Turkish English Dictionary

نقل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نقل تعني باللغة الإنجليزية. نقل ماذا يعني في اللغة العثمانية. نقل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نقل

نقل چه کلمات انگلیسی چیست؟ نقل به معنای انگلیسی. نقل چه در زبان عثمانی بود. نقل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نقل

nakil ~ نقل güncel sözlüklerde anlamı:

NAKiL ::: Vazgeçen, cayan, dönen. * Çekinen, kaçınan.

NAKiL ::: Nakleden, işittiğini anlatan.

NAKiL ::: Yol, tarik. * Bir yürüme çeşidi.

nâkil ::: (a. s. nakl'den. c. : nâkılân) : 1) taşıyan. 2) geçiren. 3) çeviren [bir dilden-] . 4) işittiğini anlatan. 5) fiz. *iletken, fr. conducteur.

nâkıl-i ahbâr ::: haberler nakledici. [müen. : "nâkile"]

nâkil ::: (a. s.) : 1) nükûl eden, dönen. 2) kaçınan, çekinen, (bkz. : muhteriz).

0 ::: (a. i.) : nefis, kendi; asıl,

nakl ::: (a. i.) : 1) bir şeyi başka bir yere götürme. 2) taşıma, aktarma, geçirme.

nakl-i hümâyûn ::: pâdişâhın taşınması.

nakl-i şahadet, ::: (bkz. : kitâb-ı hükmî)

nakl-üd-dem ::: fizy. kan aktarma. 3) aynını başka bir şey üzerine alma. 4) anlatma, söyleme [hikâye, masal. .] . 5) tercüme etme.

nukl ::: (a. i.) : meze, çerez.

nakil ::: nakletme, taşıma.

nâkil ::: nakleden, taşıyan.

Nakil :::


  1. Taşıyan, aktaran, geçiren.

  2. Anlatan, hikâye eden.

  3. İletken.

  4. Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
    Örnek: Boğaziçi hayatında suların ve üstündeki nakil vasıtaları olan kayık, sandal, yelkenli ve vapurların büyük ehemmiyeti vardı. A. Ş. Hisar

  5. Göç, taşınma

  6. Anlatma, söyleme, hikâye etme.

  7. Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin.

  8. Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme.

  9. Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme.

  10. geçirme, geçirim. ~ taahhüdü: geçirim söz vermesi.

nâkil ::: nakleden , taşıma

nakl ::: rivayet etmek , bir dilden başka dile çevirmek , nakil , taşıma , anlatmak , taşımak

nâkil ::: ‬taşıma

nâkil ::: nakil

nâkil ::: anlatan

nâkil ::: nakleden

nakl ::: ‬nakil

nakl ::: anlatma

nakl ::: taşıma

nukl ::: (a. i.) meze, çerez.

nakil ::: atama, göç, göçürme

nakil ::: taşıma, tayin

nâkil ::: iletken

NAKİL :::

Yol, tarik. * Bir yürüme çeşidi