nukta ~ نقطه
Redhouse Sözlüğü - nukta ~ نقطه maddesi. Sayfa: 2098 - Sira: 18
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü nukta - نقطه ingilizce anlamı, نقطه - nukta osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte نقطه - nukta kelimesi nasıl geçiyor. nukta osmanlıca nasıl yazılır. nukta nedir, nukta ne demek arapca yazılışı.
نقطه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language نقطه. نقطه attoman turkish I mean, نقطه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish نقطه, Ottoman Turkish English Dictionary
نقطه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ نقطه تعني باللغة الإنجليزية. نقطه ماذا يعني في اللغة العثمانية. نقطه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية نقطه
نقطه چه کلمات انگلیسی چیست؟ نقطه به معنای انگلیسی. نقطه چه در زبان عثمانی بود. نقطه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت نقطه
nukta ~ نقطه güncel sözlüklerde anlamı:
NUKTA ::: (C.: Nukat-Nukut-Nikât) Nokta.
nokta ::: (a. i. c. : nikat, nukat) : 1) nokta. 2) benek, leke. 3) mat. hiç bir buut (boyut) u olmıyan işaret. 4) yer. 5) mevzu, *konu. 6) tek nöbetçi, tek polis me'muru bulunan küçük kulübe, gözcü.
noktacı ::: [eskiden] imarethanelerde, medreselerde inzibat işlerine bakan me'mur.
nokta-i avrâ ::: anat. körbağırsak noktası, lât. punctum coecum.
nokta-i bîniş ::: gözbebeği.
nokta-i feyz ::: feyiz ve bereket noktası.
nokta-i harîfî ::: coğr. güz noktası.
nokta-i in'itâf ::: mat. büküm noktası.
nokta-i irtifa ::: mermi mahrekinin en yüksek noktası.
nokta-i galeyan ::: suyun buhara çevrildiği hararet derecesi.
nokta-i hendese ::: geo. kendisinde üç buut ('boyut) dan hiçbiri tasavvur olunmıyan şey.
nokta-i incimâd ::: fiz. *damıtık suyun donduğu hararet derecesi.
nokta-i maddiyye ::: fiz. madde noktası.
nokta-i mevhûme ::: görünüşte hissedilmevip far-zedilen nokta.
nokta-i nazar ::: görüş.
nokta-i rebîi ::: coğr. bahar noktası.
nokta-i sukut ::: merminin düştüğü nokta.
nokta-i tatbik ::: fiz. uygulama noktası.
nokta-i temas ::: geo. değme noktası.
nokta-i zemin ::: jeod. üzerine âlet kurulması mümkün olmıyan herhangi bir nirengi noktasını kullanılabilecek bir hâle getirmek için yerde tesis edilen ve bu nirengiye rasat ve ölçülerle bağlanan nokta.
nokta-i zerrin ::: Güneş.
nokta ::: benek , konu , (nukta) benek , durak , mevki , mahal , göze arız olan leke , durak işareti , tek karakol , tek nöbetçi , yazıdaki durak işareti , mat: hiçbir uzunluğu olmayan şekil
nukta ::: nokta
nokta ::: nokta
NUKTA :::