mizac ~ مزاج
Redhouse Sözlüğü - mizac ~ مزاج maddesi. Sayfa: 1820 - Sira: 6
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mizac - مزاج ingilizce anlamı, مزاج - mizac osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مزاج - mizac kelimesi nasıl geçiyor. mizac osmanlıca nasıl yazılır. mizac nedir, mizac ne demek arapca yazılışı.
مزاج means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مزاج. مزاج attoman turkish I mean, مزاج What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مزاج, Ottoman Turkish English Dictionary
مزاج ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مزاج تعني باللغة الإنجليزية. مزاج ماذا يعني في اللغة العثمانية. مزاج ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مزاج
مزاج چه کلمات انگلیسی چیست؟ مزاج به معنای انگلیسی. مزاج چه در زبان عثمانی بود. مزاج به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مزاج
mizac ~ مزاج güncel sözlüklerde anlamı:
MiZAC ::: Huy, tabiat, fıtrat, bünye. * Bir şeyle karıştırılmış olan başka bir şey.
mizâc ::: (a. i. mezc'den. c. : emzi.ce) : 1) bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. 2) huy, tabîat. Bed-mizâc : kötü huylu. Hadîd-ül-mi-zâc : çabuk kızan, osuruğu cinli. Asabiy-yül-mi-râe : yaradılışı îtibâriyle asabî olan kimse, (bkz : serî-ül-infiâl). Demeviyy-ül-mizâc : çek kanlı. Lenfâviyy-ül-mizâc : lenfâsı galip, lenfâvî guddeleri faaliyet hâlinde bulunan kimse. Nâ-mizâc : rahatsız, keyifsiz. Safraviyy-ül-mizâc : safrası galip kimse. 3) sıhhat. Sû-i mizâc : sıhhat bozukluğu. mizâc-ı nâzik : nâzik tabîat; ince yaradılış.
mizâc ::: huy, yaradılış.
MiZaC ::: Gadaba gelen (kızan, öfkelenen) insan, aklın kontrolünden çıkmış olduğundan; bu kimsede basîret (kalb gözü, derin ve ince anlayış), düşünce, irâde (kendine hâkim olma) ve fikir diye bir şey kalmaz. Nice insanlar var ki, yaratılış îtibâriyle çabuk kızarlar. Hattâ, yüzünden gadab (kızgınlık) akar. Kalbin harâret mizâcı da buna yardımcı olur. Zîrâ gadab, ateştendir. Nitekim, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Mizâcın burûdeti (soğukluğu); gadabı (kızgınlığı) söndürür ve şehveti kırar. (İmâm-ı Gazâlî)
mizâç ::: huy , yaratılış , tabiat
mizâc ::: huy , tabiat
mizâc ::: huy
mizâc ::: tabiat
mizâc ::: mizaç
mizâc ::: sağlık
mizâc ::: sıhhat
mizâc ::: (a. i. mezc'den. c. : emzi.ce) 1) bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. 2) huy, tabîat. Bed-mizâc : kötü huylu. Hadîd-ül-mi-zâc : çabuk kızan, osuruğu cinli. Asabiy-yül-mi-râe : yaradılışı îtibâriyle asabî olan kimse, (bkz : serî-ül-infiâl). Demeviyy-ül-mizâc : çek kanlı. Lenfâviyy-ül-mizâc : lenfâsı galip, lenfâvî guddeleri faaliyet hâlinde bulunan kimse. Nâ-mizâc : rahatsız, keyifsiz. Safraviyy-ül-mizâc : safrası galip kimse. 3) sıhhat. Sû-i mizâc : sıhhat bozukluğu. mizâc-ı nâzik : nâzik tabîat; ince yaradılış.
MİZAC :::