mizac ~ مزعاج
Redhouse Sözlüğü - mizac ~ مزعاج maddesi. Sayfa: 1823 - Sira: 16
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mizac - مزعاج ingilizce anlamı, مزعاج - mizac osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مزعاج - mizac kelimesi nasıl geçiyor. mizac osmanlıca nasıl yazılır. mizac nedir, mizac ne demek arapca yazılışı.
مزعاج means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مزعاج. مزعاج attoman turkish I mean, مزعاج What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مزعاج, Ottoman Turkish English Dictionary
مزعاج ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مزعاج تعني باللغة الإنجليزية. مزعاج ماذا يعني في اللغة العثمانية. مزعاج ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مزعاج
مزعاج چه کلمات انگلیسی چیست؟ مزعاج به معنای انگلیسی. مزعاج چه در زبان عثمانی بود. مزعاج به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مزعاج
mizac ~ مزعاج güncel sözlüklerde anlamı:
MiZAC ::: Huy, tabiat, fıtrat, bünye. * Bir şeyle karıştırılmış olan başka bir şey.
mizâc ::: (a. i. mezc'den. c. : emzi.ce) : 1) bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. 2) huy, tabîat. Bed-mizâc : kötü huylu. Hadîd-ül-mi-zâc : çabuk kızan, osuruğu cinli. Asabiy-yül-mi-râe : yaradılışı îtibâriyle asabî olan kimse, (bkz : serî-ül-infiâl). Demeviyy-ül-mizâc : çek kanlı. Lenfâviyy-ül-mizâc : lenfâsı galip, lenfâvî guddeleri faaliyet hâlinde bulunan kimse. Nâ-mizâc : rahatsız, keyifsiz. Safraviyy-ül-mizâc : safrası galip kimse. 3) sıhhat. Sû-i mizâc : sıhhat bozukluğu. mizâc-ı nâzik : nâzik tabîat; ince yaradılış.
mizâc ::: huy, yaradılış.
MiZaC ::: Gadaba gelen (kızan, öfkelenen) insan, aklın kontrolünden çıkmış olduğundan; bu kimsede basîret (kalb gözü, derin ve ince anlayış), düşünce, irâde (kendine hâkim olma) ve fikir diye bir şey kalmaz. Nice insanlar var ki, yaratılış îtibâriyle çabuk kızarlar. Hattâ, yüzünden gadab (kızgınlık) akar. Kalbin harâret mizâcı da buna yardımcı olur. Zîrâ gadab, ateştendir. Nitekim, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Mizâcın burûdeti (soğukluğu); gadabı (kızgınlığı) söndürür ve şehveti kırar. (İmâm-ı Gazâlî)
mizâc ::: huy , tabiat
mizâc ::: huy
mizâc ::: tabiat
mizâc ::: mizaç
mizâc ::: sağlık
mizâc ::: sıhhat
mizâc ::: (a. i. mezc'den. c. : emzi.ce) 1) bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. 2) huy, tabîat. Bed-mizâc : kötü huylu. Hadîd-ül-mi-zâc : çabuk kızan, osuruğu cinli. Asabiy-yül-mi-râe : yaradılışı îtibâriyle asabî olan kimse, (bkz : serî-ül-infiâl). Demeviyy-ül-mizâc : çek kanlı. Lenfâviyy-ül-mizâc : lenfâsı galip, lenfâvî guddeleri faaliyet hâlinde bulunan kimse. Nâ-mizâc : rahatsız, keyifsiz. Safraviyy-ül-mizâc : safrası galip kimse. 3) sıhhat. Sû-i mizâc : sıhhat bozukluğu. mizâc-ı nâzik : nâzik tabîat; ince yaradılış.
MİZAC :::