Çağdaş Sözlük

kıyafet ~ قیافت

Redhouse Sözlüğü - kıyafet ~ قیافت maddesi. Sayfa: 1503 - Sira: 13

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kıyafet - قیافت ingilizce anlamı, قیافت - kıyafet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قیافت - kıyafet kelimesi nasıl geçiyor. kıyafet osmanlıca nasıl yazılır. kıyafet nedir, kıyafet ne demek arapca yazılışı.

قیافت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قیافت. قیافت attoman turkish I mean, قیافت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قیافت, Ottoman Turkish English Dictionary

قیافت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قیافت تعني باللغة الإنجليزية. قیافت ماذا يعني في اللغة العثمانية. قیافت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قیافت

قیافت چه کلمات انگلیسی چیست؟ قیافت به معنای انگلیسی. قیافت چه در زبان عثمانی بود. قیافت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قیافت

kıyafet ~ قیافت güncel sözlüklerde anlamı:

KIYAFET ::: Bir şeyin dış görünüşü, zâhiri. * Bir kimsenin giydiklerinin bütünü. * Heyet, şekil, suret. * Feraset. * Bir kimsenin ardınca olmak.

kıyafet ::: (a. i.) : 1) kılık; bir şeyin dış görünüşü. 2) şekil, heyet, suret. 3) bir kimsenin giyindiklerinin bütünü. İlm-i kıyafet : insanın yüzünden ve dış görünüşünden, iç vasıflarına, iç hayâtına dâir ahkâm çıkarma bilgisi. Teb-dîl-i kıyafet : tanınmıyacak kılığa girme.

Kıyafet :::


  1. Kılık, elbise, giysi
    Örnek: Kıyafetinden onun da bir kalem beyi olduğu anlaşılıyordu. Ö. Seyfettin

  2. Resmî giysi

kıyafet ::: kılık , görünüm , bir şeyin dış görünüşü , zahiri , bir kimsenin giydiklerinin bütünü , heyet , şekil , suret , feraset , bir kimsenin ardınca olmak

kıyafet ::: ‬kılık

kıyafet ::: görünüm

kıyafet ::: (a. i.) 1) kılık; bir şeyin dış görünüşü. 2) şekil, heyet, suret. 3) bir kimsenin giyindiklerinin bütünü. İlm-i kıyafet : insanın yüzünden ve dış görünüşünden, iç vasıflarına, iç hayâtına dâir ahkâm çıkarma bilgisi. Teb-dîl-i kıyafet : tanınmıyacak kılığa girme.

kıyafet ::: giyim, giysi

KIYAFET :::

Bir şeyin dış görünüşü, zâhiri. * Bir kimsenin giydiklerinin bütünü. * Heyet, şekil, suret. * Feraset. * Bir kimsenin ardınca olmak