Çağdaş Sözlük

gazi ~ قاضیٖ

Redhouse Sözlüğü - gazi ~ قاضیٖ maddesi. Sayfa: 1417 - Sira: 17

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü gazi - قاضیٖ ingilizce anlamı, قاضیٖ - gazi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قاضیٖ - gazi kelimesi nasıl geçiyor. gazi osmanlıca nasıl yazılır. gazi nedir, gazi ne demek arapca yazılışı.

قاضیٖ means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قاضیٖ. قاضیٖ attoman turkish I mean, قاضیٖ What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قاضیٖ, Ottoman Turkish English Dictionary

قاضیٖ ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قاضیٖ تعني باللغة الإنجليزية. قاضیٖ ماذا يعني في اللغة العثمانية. قاضیٖ ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قاضیٖ

قاضیٖ چه کلمات انگلیسی چیست؟ قاضیٖ به معنای انگلیسی. قاضیٖ چه در زبان عثمانی بود. قاضیٖ به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قاضیٖ

gazi ~ قاضیٖ güncel sözlüklerde anlamı:

GAZi ::: Din uğrunda harbeden. Cihadda yaralanmış veya harbetmiş olan kimse. Harpte ordunun başına geçen kumandan. Muzaffer olan ve harpten sağ dönen.

gazî ::: ("ga" uzun okunur, a. i. gazâ'-dan. c. : guzât) : 1) gaza eden, ordunun başına geçen, savaşan; savaşdan sağ ve muzaffer dönen. 2) böyle bir ordunun başkumandanı.

Gazî Mustafa Kemâl ::: Atatürk. 3) kadınların gerdanlarına taktıkları ikinci Sultan Mahmud devrinden kalma bir çeşit süs altını.

kadî ::: ("ka" uzun okunur, a. s. kazâ'dan. c. : kuzât) : 1) yapan, yerine getiren.

kadi-l-hâcât ::: herkesin dileklerini, isteklerini yerine getiren Allah. 2) i. şeriat hâkimi, (bkz. : kazî).

kadi-l-kuzat ::: (kadıların kadısı) : en büyük kadı, şeyhislâm veya kazasker rütbsinde bulunan kimse.

kazî ::: ("ka" uzun okunur, a. i. kazâ'dan.) : (bkz. : kadî)

gazî ::: gaza eden.

GaZi ::: Bir gâziye veya mücâhide yardım edeni, Cenâb-ı Hak mahşerde (gölge olmayan günde) gölgelendirir. (Hadîs-i şerîf-Tergîb-ül-İbâd)

Ey mes'ûd ve bahtiyâr kardeşim! Amel ve ibâdet, niyet ile olur. Kâfirlere karşı savaşa giderken, önce niyeti düzeltmelidir. Ancak, bundan sonra sevâb kazanılır. Muhârebeye (savaşa) gitmekten maksad; Allahü teâlânın ismini, dînini yaymak ve yükseltmek, din düşmanlarını zayıflatmak ve bozguna uğratmak olmalıdır; adam öldürmek, can yakmak niyeti ile cihâda gitmemelidir. Gazâdan selâmetle çıkan gâzi olur, mücâhid olur. Ölen, hâlis şehîd olup, en büyük sevâblara, nîmetlere kavuşur. (İmâm-ı Rabbânî)

Gazi :::


  1. Müslümanlıkta düşmanla savaşan veya savaş yapmış kimse
    Örnek: Gazi Baba, etrafında binlerce gazi ile bir tepede yatardı. Y. K. Beyatlı

  2. Olağanüstü yararlıklar göstererek düşmanı yenen komutanlara devlet tarafından verilen onur unvanı.

  3. Savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimse
    Örnek: Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor. A. Gündüz

  4. bk. Hayriye altını.

gazi ::: savaşta yaralanan , sağ dönen kimse , din uğrunda harbeden , cihadda yaralanmış veya harbetmiş olan kimse , harpte ordunun başına geçen kumandan , muzaffer olan ve harpten sağ dönen

gazî ::: savaşmış , gaza yapmış

gazî ::: ‬savaşmış

gazî ::: gaza yapmış

kadı ::: ‬dinî yargıç

kâzî ::: ‬kadı

gazî ::: (

kadî ::: (

kazî ::: (

GAZİ :::

Din uğrunda harbeden. Cihadda yaralanmış veya harbetmiş olan kimse. Harpte ordunun başına geçen kumandan. Muzaffer olan ve harpten sağ dönen