Çağdaş Sözlük

irfan ~ عرفان

Redhouse Sözlüğü - irfan ~ عرفان maddesi. Sayfa: 1294 - Sira: 30

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü irfan - عرفان ingilizce anlamı, عرفان - irfan osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عرفان - irfan kelimesi nasıl geçiyor. irfan osmanlıca nasıl yazılır. irfan nedir, irfan ne demek arapca yazılışı.

عرفان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عرفان. عرفان attoman turkish I mean, عرفان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عرفان, Ottoman Turkish English Dictionary

عرفان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عرفان تعني باللغة الإنجليزية. عرفان ماذا يعني في اللغة العثمانية. عرفان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عرفان

عرفان چه کلمات انگلیسی چیست؟ عرفان به معنای انگلیسی. عرفان چه در زبان عثمانی بود. عرفان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عرفان

irfan ~ عرفان güncel sözlüklerde anlamı:

iRFAN ::: Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemal. * İkrar. * Mücazat. * Fık: Esrar-ı İlâhiyeye, iman ve Kur'an hakikatlarına vukufiyet. (İlim ile irfan ve ma'rifet arasında fark vardır: İlim, vech-i küllî ile, yani her vechesiyle bilmektir. İrfan ve marifet ise; vech-i cüz'î ile bilmektir. Bu cihetle Cenab-ı Hakk'a irfan ve marifet isnad olunmaz. Fıtrî istidat eseri olarak inceleyerek tefekkür edip bilmektir. Buna "İlm-i Ledün" ve İlm-i Rabbanî" de denir.) (Bak: Ârif)

irfan ::: (a. i.) : 1) bilme, anlama. 2) tas. îlâhî bir feyir olarak kâinatın sırlarını bilme kudreti. 3) kültür. 4) erkek ve kadın adı.

irfân ::: bilme, anlama, zihni olgunluk.

iRFaN ::: Çalışarak elde edilen ilimler ile anlaşılan, bilinen şeylerden başka bilgiler de vardır, bunlar irfân ile anlaşılır. Âlimlerin sâhib oldukları ilme mukâbil (karşılık) ârif denen Allahü teâlânın sevdiği kullarında da irfân denen bir hâssa (özellik) vardır. İrfân, tasavvufta fenâ mertebesiyle şereflenenlerde bulunur. (İmâm-ı Rabbânî)

Akıllı ve irfân sâhibi kimse, meyveli ağaç gibi mütevâzî olur. (Sa'dî Şîrâzî)

İrfan :::


  1. Bilme, anlama, sezme, kültür
    Örnek: Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır. R. H. Karay

  2. Gerçeğe ulaştırıcı güçlü seziş, varış, varışlılık.

irfân ::: bilme , bilmek , kültür

irfân ::: ‬bilme

irfân ::: kültür

irfan ::: (a. i.) 1) bilme, anlama. 2) tas. îlâhî bir feyir olarak kâinatın sırlarını bilme kudreti. 3) kültür. 4) erkek ve kadın adı.

irfan ::: kültür

İRFAN :::

Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemal. * İkrar. * Mücazat. * Fık: Esrar-ı İlâhiyeye, iman ve Kur'an hakikatlarına vukufiyet. (İlim ile irfan ve ma'rifet arasında fark vardır: İlim, vech-i küllî ile, yani her vechesiyle bilmektir. İrfan ve marifet ise; vech-i cüz'î ile bilmektir. Bu cihetle Cenab-ı Hakk'a irfan ve marifet isnad olunmaz. Fıtrî istidat eseri olarak inceleyerek tefekkür edip bilmektir. Buna "İlm-i Ledün" ve İlm-i Rabbanî" de denir.) (Bak: Ârif)