arif ~ عارف
Redhouse Sözlüğü - arif ~ عارف maddesi. Sayfa: 1276 - Sira: 17
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü arif - عارف ingilizce anlamı, عارف - arif osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عارف - arif kelimesi nasıl geçiyor. arif osmanlıca nasıl yazılır. arif nedir, arif ne demek arapca yazılışı.
عارف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عارف. عارف attoman turkish I mean, عارف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عارف, Ottoman Turkish English Dictionary
عارف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عارف تعني باللغة الإنجليزية. عارف ماذا يعني في اللغة العثمانية. عارف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عارف
عارف چه کلمات انگلیسی چیست؟ عارف به معنای انگلیسی. عارف چه در زبان عثمانی بود. عارف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عارف
arif ~ عارف güncel sözlüklerde anlamı:
aRiF ::: (İrfan. dan) Bilen, bilgide ileri olan. Aşinâ, vâkıf. Hakkı, hakkı ile bilen. * Sabırlı ve mütehammil. * Çok düşünmeğe ihtiyaç kalmaksızın, tekellüfsüz gördüğünü bilen ve anlayan. * Zevkî ve vicdanî irfan sâhibi olan.
ARiF ::: Çok irfanlı, çok tanınmış, meşhur âlim. * Bir işten iyi anlayan.
arîf ::: (a. s. irfân'dan.) : 1) meşhur, çok tanınmış. 2) bilgi sahibi.
ârif ::: (a. s. irfân'dan. c. : urefâ) : 1) bilen, bilgili, irfan sahibi. 2) i. erkek adı.
arif bi-llâh ::: marifeti Allah'a vâsıl olan, velilik mertebesine ulaşmış kimse, velî;
ârif ::: anlayışlı, sezgili, kavrayışlı.
aRiF ::: 1. Allahü teâlânın rızâsını kazanmış, O'ndan başkasının sevgisini kalbinden çıkarmış, tasavvufta yetişip, kemâle ermiş velî zât. Ârif-i billah da denir.
Her şeyin kaynağı vardır. Takvânın (Allahü teâlâdan korkarak haramlardan, günâhlardan sakınmanın) kaynağı âriflerin kalbleridir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)
Resûlullah efendimizin sünnetini terk edeni ve O'ndan gelen edebleri gözetmekte gevşeklik göstereni ârif zannetme. (Cüneyd-i Bağdâdî)
Ârif boş yere konuşmaz. Devamlı Allahü teâlânın rızâsını kazanmayı düşünür. (Bâyezîd-i Bistâmî)
Âriflerin kalbleri Hak teâlânın azâmet ve kibriyâsına (büyüklük ve ululuğuna) hayrandır. (İmâm-ı Rabbânî)
Ârif kendini herkesten aşağı bilir. (İmâm-ı Rabbânî)
2. Mütehassıs olduğu ilmi, zorlanmadan tatbik eden, kullanabilen kimse.
Âlim ile ârif arasında fark vardır. Meselâ Arabî nahv ilminin, dil bilgisinin küllî kâidelerini bilen, bu ilmin âlimidir. Fakat bu bilgiyi yerinde zorlanmadan kullanabilen ise âriftir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
Arif :::
- Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
Ârif ::: Anlayışlı, sezgili
ârif ::: bilgide ileri olan , anlayışlı , bilen , arif
arîf ::: çok irfanlı , çok tanınmış , meşhur alim , bir işten iyi anlayan
ârif ::: bilen
ârif ::: arif
ârif ::: irfan sahibi
arîf ::: (a. s. irfân'dan.) 1) meşhur, çok tanınmış. 2) bilgi sahibi.
ARÎF :::
ÂRİF :::