taraf ~ طرف
Redhouse Sözlüğü - taraf ~ طرف maddesi. Sayfa: 1237 - Sira: 6
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü taraf - طرف ingilizce anlamı, طرف - taraf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte طرف - taraf kelimesi nasıl geçiyor. taraf osmanlıca nasıl yazılır. taraf nedir, taraf ne demek arapca yazılışı.
طرف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language طرف. طرف attoman turkish I mean, طرف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish طرف, Ottoman Turkish English Dictionary
طرف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ طرف تعني باللغة الإنجليزية. طرف ماذا يعني في اللغة العثمانية. طرف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية طرف
طرف چه کلمات انگلیسی چیست؟ طرف به معنای انگلیسی. طرف چه در زبان عثمانی بود. طرف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت طرف
taraf ~ طرف güncel sözlüklerde anlamı:
TARAF ::: Yan, yön. * Yer, memleket, ülke. Kıt'a. * Taraftarlık, sahip çıkmak, korumak. * Aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.
taraf ::: (a. i. c. : etraf) : 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.
tarf ::: (a. i.) : 1) bakış. 2) göz ucu.
taraf ::: yan, yön.
Taraf :::
- Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri
Örnek: Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat... R. H. Karay - Yön, yan, doğrultu
Örnek: Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. M. Ş. Esendal - Yöre, yer
Örnek: Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. H. Taner - İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri.
- Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi.
- Bir şeyin belli bölümü, kısmı.
- yan.
tarf ::: bakış , akış , göz , nazar
taraf ::: yön , ülke , yer , yan
taraf ::: yön
taraf ::: ülke
taraf ::: muhatap iki kişiden her biri
taraf ::: yer
tarf ::: akış
taraf ::: (a. i. c. : etraf) 1) yan, yön. 2) bölge, yer, memleket, ülke, kıt'a 3) [bir kimsenin] yanı. 4) tarafdarlık, sahip çıkma, koruma. 5) aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bî-taraf : tarafsız, hiç birtarafı tutmıyan.
tarf ::: (a. i.) 1) bakış. 2) göz ucu.
taraf ::: cephe, cihet, kanat, nazır, semt, veçhe, yaka, yan, yer, yön, yöre, yüz
TARAF :::