Çağdaş Sözlük

tarz ~ طرز

Redhouse Sözlüğü - tarz ~ طرز maddesi. Sayfa: 1236 - Sira: 43

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tarz - طرز ingilizce anlamı, طرز - tarz osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte طرز - tarz kelimesi nasıl geçiyor. tarz osmanlıca nasıl yazılır. tarz nedir, tarz ne demek arapca yazılışı.

طرز means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language طرز. طرز attoman turkish I mean, طرز What is the meaning of the word, what does it mean in turkish طرز, Ottoman Turkish English Dictionary

طرز ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ طرز تعني باللغة الإنجليزية. طرز ماذا يعني في اللغة العثمانية. طرز ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية طرز

طرز چه کلمات انگلیسی چیست؟ طرز به معنای انگلیسی. طرز چه در زبان عثمانی بود. طرز به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت طرز

tarz ~ طرز güncel sözlüklerde anlamı:

TARZ ::: Usul, şekil, üslub. * Yol. Hey'et.

tarz ::: (a. i.) : 1) şekil, biçim, suret, kılık. 2) usul, yol. (bkz. : üslûb).

tarz-ı bârid ::: ed. : soğuk bir üslûb ile yazı yazma.

tarz-ı mefsûl ::: ed. kesik kesik cümlelerle söz söyleme.

tarz-ı müteallik,mevsûl ::: birçok munis ol-mıyan kelimelerden dolayı okunması ve anlaşılması zor olan bir usûl.

tarz-ı cedîd ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır, Kazasker Mustafa İzzet Ef. tarafından terkîbedilmiştir. Sultanî yegâh veya yegâh ta rast mürekkeptir. inici, çıkıcı olarak karışık seyrederek bu dizilerde gezinir. Acem-aşîran ile acem-aşîran "fa" perdesinde karar eder. Güçlüleri, birinci derecede sultanî yegâh ile yegâhta rastın durağı ve nev-eser ile nihâvend'in güçlüsü olan-navâ "re", ikinci derecede- sultânî-yegâh ile yegâh da rast'ın güçlüsü -dügâh "lâ", üçüncü derecede-nihâvend ile nev-eserin durağı olan rast "sol", dördüncü derecede de acem- aşîran'ın güçlüsü olan -çargâh "do" perdeleridir. Donanımına "si" küçük mücenneb bem

tarz-ı nevin ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Haşim Bey tarafından terkîbedilmiştir, (bugün elimizde 43 kadar eser vardır). Tarz-ı nevîn, nikriz beşlisi kullanmıyan ikinci çeşit şevk-efzâ (ki terkîbi çârgâh'da zengüle ile acem-aşîran'dan ibarettir) ile rast'ta kürdî dörtlüsü ve bâzan da bunun yerine rast' ta uşşak dörtlüsünden mürekkeptir. Sondaki dörtlü ile rast "sol" perdesinde durur. Güçlüleri, birinci derecede -çârgâh'da zengülenin durağı ve acem-aşîran'ın güçlüsü olan -çargâh "do", ikinci derecede -acem aşîran'ın durağı olan -acem asîran "fa" perdeleridir. Aynt zamanda tiz durak ve çârgâh'de zengülenin güçlüsü olan -gerdan

tarz ::: biçim, yol, metod.

Tarz :::


  1. Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil
    Örnek: Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul... R. H. Karay

  2. Bir kimse için özel anlatım biçimi
    Örnek: Bu tarzda konuşmak doğru olmaz. S. F. Abasıyanık

  3. Güzel sanatlarda üslup, stil.

  4. Yüklemin bildirdiği zamanı görülen geçmişe, duyulan geçmişe ve dilek şart kipine aktararak elde edilen birleşik fiil kipi. Bil-iyor-du, bil-iyor-muş, bil-ir-se gibi. Bu örneklerde, fiildeki oluş ve kılışı şimdiki zamandan geçmiş zamana ve şarta aktararak fiilintarzını oluşturan öge eski er- fiilidir: bil-e-yorur er-di > bil-iyor-du, kel-miş er-di > gel-miş-ti, tut-ar er-se >tut-ar-sa vb.

tarz ::: biçim , şekil , yol

tarz ::: ‬şekil

tarz ::: biçim

tarz ::: yöntem

tarz ::: biçim, ezgi, hava, merkez, minval, soluk, suret, şekil, tempo, tür, usul, vadi, yol

TARZ :::

Usul, şekil, üslub. * Yol. Hey'et