saf ~ صاف
Redhouse Sözlüğü - saf ~ صاف maddesi. Sayfa: 1158 - Sira: 27
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü saf - صاف ingilizce anlamı, صاف - saf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte صاف - saf kelimesi nasıl geçiyor. saf osmanlıca nasıl yazılır. saf nedir, saf ne demek arapca yazılışı.
صاف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language صاف. صاف attoman turkish I mean, صاف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish صاف, Ottoman Turkish English Dictionary
صاف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ صاف تعني باللغة الإنجليزية. صاف ماذا يعني في اللغة العثمانية. صاف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية صاف
صاف چه کلمات انگلیسی چیست؟ صاف به معنای انگلیسی. صاف چه در زبان عثمانی بود. صاف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت صاف
saf ~ صاف güncel sözlüklerde anlamı:
SAF ::: (Bak: Saff)
SAF ::: Tüylü ve yünlü hayvan.
SAF ::: Bir adam boyu yüksekliğindeki duvar.
SAF ::: Saflarınızı düzeltiniz. Dosdoğru yapınız. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Ebû Dâvûd)
Safları düzeltmek namaz kılmanın bir parçasıdır. (Hadîs-i şerîf-Taberânî)
Saflarınız ileri geri olmasın. Böyle olursa kalbleriniz de böyle karışık olur. (Hadîs-i şerîf-Günyet-üt-Tâlibîn)
Cemâatle namaz kılarken öndeki safta boş yer var iken, arka safta durmak ve safta yer yok iken, saf arkasında yalnız durmak mekrûhtur. Safta yer olmayınca, yalnız başına durmayıp, rükû'a kadar birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya çeker. Güvendiği kimse yoksa, yalnız durur. (İbn-i Âbidîn)
Saf :::
- Dizi, sıra
Örnek: Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı. E. E. Talu - Grup.
- Katıksız, arı, katışıksız, halis, has.
- Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil
Örnek: Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır. R. N. Güntekin - İyi niyetli, art niyetsiz
Örnek: Senin bu kadar, çocukça saf olduğunu bilmezdim. P. Safa
sâf ::: temiz , sıra , arı
sâf ::: temiz
sâf ::: arı
sâf ::: halis
sâf ::: açık
saf ::: sıra
saf ::: (a. i.) (bkz. : saff).
saf ::: arı, aydınlık, dizi, doğal, grup, halis, has, koşun, masum, öz, sıra, som, tabii
SAF :::