Çağdaş Sözlük

saf ~ ساف

Redhouse Sözlüğü - saf ~ ساف maddesi. Sayfa: 1028 - Sira: 15

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü saf - ساف ingilizce anlamı, ساف - saf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ساف - saf kelimesi nasıl geçiyor. saf osmanlıca nasıl yazılır. saf nedir, saf ne demek arapca yazılışı.

ساف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ساف. ساف attoman turkish I mean, ساف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ساف, Ottoman Turkish English Dictionary

ساف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ساف تعني باللغة الإنجليزية. ساف ماذا يعني في اللغة العثمانية. ساف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ساف

ساف چه کلمات انگلیسی چیست؟ ساف به معنای انگلیسی. ساف چه در زبان عثمانی بود. ساف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ساف

saf ~ ساف güncel sözlüklerde anlamı:

SAF ::: (Bak: Saff)

SAF ::: Tüylü ve yünlü hayvan.

SAF ::: Bir adam boyu yüksekliğindeki duvar.

SAF ::: Saflarınızı düzeltiniz. Dosdoğru yapınız. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Ebû Dâvûd)

Safları düzeltmek namaz kılmanın bir parçasıdır. (Hadîs-i şerîf-Taberânî)

Saflarınız ileri geri olmasın. Böyle olursa kalbleriniz de böyle karışık olur. (Hadîs-i şerîf-Günyet-üt-Tâlibîn)

Cemâatle namaz kılarken öndeki safta boş yer var iken, arka safta durmak ve safta yer yok iken, saf arkasında yalnız durmak mekrûhtur. Safta yer olmayınca, yalnız başına durmayıp, rükû'a kadar birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya çeker. Güvendiği kimse yoksa, yalnız durur. (İbn-i Âbidîn)

Saf :::


  1. Dizi, sıra
    Örnek: Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı. E. E. Talu

  2. Grup.

  3. Katıksız, arı, katışıksız, halis, has.

  4. Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil
    Örnek: Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır. R. N. Güntekin

  5. İyi niyetli, art niyetsiz
    Örnek: Senin bu kadar, çocukça saf olduğunu bilmezdim. P. Safa

sâf ::: temiz , sıra , arı

sâf ::: ‬temiz

sâf ::: arı

sâf ::: halis

sâf ::: açık

saf ::: ‬sıra

saf ::: (a. i.) (bkz. : saff).

saf ::: arı, aydınlık, dizi, doğal, grup, halis, has, koşun, masum, öz, sıra, som, tabii

SAF :::

SAF
\n
Tüylü ve yünlü hayvan
\n--------\n
SAF{ (SÂFİ)
\n
Katışıksız, berrâk, temiz. * Zeki olmayan, derin düşünmeyen, dikkatsiz