Çağdaş Sözlük

sahib ~ صاحب

Redhouse Sözlüğü - sahib ~ صاحب maddesi. Sayfa: 1152 - Sira: 22

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sahib - صاحب ingilizce anlamı, صاحب - sahib osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte صاحب - sahib kelimesi nasıl geçiyor. sahib osmanlıca nasıl yazılır. sahib nedir, sahib ne demek arapca yazılışı.

صاحب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language صاحب. صاحب attoman turkish I mean, صاحب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish صاحب, Ottoman Turkish English Dictionary

صاحب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ صاحب تعني باللغة الإنجليزية. صاحب ماذا يعني في اللغة العثمانية. صاحب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية صاحب

صاحب چه کلمات انگلیسی چیست؟ صاحب به معنای انگلیسی. صاحب چه در زبان عثمانی بود. صاحب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت صاحب

sahib ~ صاحب güncel sözlüklerde anlamı:

SaHiB ::: (Sohbet. den) Sohbet edilen kimse. * Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. * Bir iş yapmış olan. * Bir vasfı olan.

sâhib ::: (a. s. ve i. sahb'den. c. : eshâb) : 1) sahip, (bkz. : mâlik). 2) bir vasfı olan. (bkz : hâiz). 3) koruyan, (bkz. : hâmî). 4) bir iş yapmış olan. (bkz. : müellif, musannif).

sâhib-i arz ::: devlet; devleti temsîl eden zat.

sâhib-i hâne ::: ev sahibi, (bkz. : sâhib-ül-beyt).

sâhib-i hayrat ::: hayırlı işler yapmış olan kimse [cami gibi, çeşme gibi]

sâhib-i imtiyaz ::: imtiyaz sahibi.

sâhib-i mâide ::: "sofra sahibi" : huk. [eskiden] evinde yemek pişirip ehil ve lyâline yediren kimse, [sâhib-i mâide olmak için, nafakası üzerine vacip olmıyanları beslemek şart değildir]

sâhib-i menzil ::: eskiden ok atışlarında birinci-*ik alarak, oku düşürdüğü yere kendi adına kitabe diktiren atıcı.

sâhib-ül-beyt ::: ev sahibi, (bkz : sâhib-i-hâne).

sâhib-ül-mekasrm ::: huk. [eskiden] ganimet mallarını mücâhitler arasında tâyin ve tevzîa me'mur -olan kimse.

sâhib-üs-selem ::: selemde para veren müşteri.

sâhib ::: sahip

sâhib ::: ‬sahip

SÂHİB :::

(Sohbet. den) Sohbet edilen kimse. * Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. * Bir iş yapmış olan. * Bir vasfı olan