Çağdaş Sözlük

sahib ~ ساحب

Redhouse Sözlüğü - sahib ~ ساحب maddesi. Sayfa: 1025 - Sira: 30

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sahib - ساحب ingilizce anlamı, ساحب - sahib osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ساحب - sahib kelimesi nasıl geçiyor. sahib osmanlıca nasıl yazılır. sahib nedir, sahib ne demek arapca yazılışı.

ساحب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ساحب. ساحب attoman turkish I mean, ساحب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ساحب, Ottoman Turkish English Dictionary

ساحب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ساحب تعني باللغة الإنجليزية. ساحب ماذا يعني في اللغة العثمانية. ساحب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ساحب

ساحب چه کلمات انگلیسی چیست؟ ساحب به معنای انگلیسی. ساحب چه در زبان عثمانی بود. ساحب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ساحب

sahib ~ ساحب güncel sözlüklerde anlamı:

SaHiB ::: (Sohbet. den) Sohbet edilen kimse. * Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. * Bir iş yapmış olan. * Bir vasfı olan.

sâhib ::: (a. s. ve i. sahb'den. c. : eshâb) : 1) sahip, (bkz. : mâlik). 2) bir vasfı olan. (bkz : hâiz). 3) koruyan, (bkz. : hâmî). 4) bir iş yapmış olan. (bkz. : müellif, musannif).

sâhib-i arz ::: devlet; devleti temsîl eden zat.

sâhib-i hâne ::: ev sahibi, (bkz. : sâhib-ül-beyt).

sâhib-i hayrat ::: hayırlı işler yapmış olan kimse [cami gibi, çeşme gibi]

sâhib-i imtiyaz ::: imtiyaz sahibi.

sâhib-i mâide ::: "sofra sahibi" : huk. [eskiden] evinde yemek pişirip ehil ve lyâline yediren kimse, [sâhib-i mâide olmak için, nafakası üzerine vacip olmıyanları beslemek şart değildir]

sâhib-i menzil ::: eskiden ok atışlarında birinci-*ik alarak, oku düşürdüğü yere kendi adına kitabe diktiren atıcı.

sâhib-ül-beyt ::: ev sahibi, (bkz : sâhib-i-hâne).

sâhib-ül-mekasrm ::: huk. [eskiden] ganimet mallarını mücâhitler arasında tâyin ve tevzîa me'mur -olan kimse.

sâhib-üs-selem ::: selemde para veren müşteri.

sâhib ::: sahip

sâhib ::: ‬sahip

SÂHİB :::

(Sohbet. den) Sohbet edilen kimse. * Bir şeyi koruyan ve ona mâlik olan. * Bir iş yapmış olan. * Bir vasfı olan