Çağdaş Sözlük

sürme ~ سورمه

Redhouse Sözlüğü - sürme ~ سورمه maddesi. Sayfa: 1089 - Sira: 19

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sürme - سورمه ingilizce anlamı, سورمه - sürme osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سورمه - sürme kelimesi nasıl geçiyor. sürme osmanlıca nasıl yazılır. sürme nedir, sürme ne demek arapca yazılışı.

سورمه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سورمه. سورمه attoman turkish I mean, سورمه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سورمه, Ottoman Turkish English Dictionary

سورمه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سورمه تعني باللغة الإنجليزية. سورمه ماذا يعني في اللغة العثمانية. سورمه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سورمه

سورمه چه کلمات انگلیسی چیست؟ سورمه به معنای انگلیسی. سورمه چه در زبان عثمانی بود. سورمه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سورمه

sürme ~ سورمه güncel sözlüklerde anlamı:

sürme ::: (f. i.) : sürme, (bkz. : kûhl).

SüRME ::: Üç şey, gözü kuvvetlendirir: Sürme çekmek, yeşilliğe ve (bakması helâl olan) güzel yüze bakmak. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, misvâkını ve tarağını yanından ayırmazdı. Mübârek saçını ve sakalını tararken aynaya nazar eyler, bakardı. Geceleri mübârek gözlerine sürme çekerdi. (İmâm-ı Ahmed Kastalânî)

Sürme :::


  1. Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü
    Örnek: Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. P. Safa

  2. Masa ve dolapta küçük çekmece.

  3. Sürülerek kullanılan.

  4. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, is
    Örnek: Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. A. Gündüz

  5. mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.

  6. Sürmek işi.

  7. Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.

  8. Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.

sürme ::: (f. i.) sürme, (bkz. : kûhl).

sürme ::: devam, is, sürgü, sürme