Çağdaş Sözlük

zahire ~ ذخيره

Redhouse Sözlüğü - zahire ~ ذخيره maddesi. Sayfa: 945 - Sira: 9

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü zahire - ذخيره ingilizce anlamı, ذخيره - zahire osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ذخيره - zahire kelimesi nasıl geçiyor. zahire osmanlıca nasıl yazılır. zahire nedir, zahire ne demek arapca yazılışı.

ذخيره means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ذخيره. ذخيره attoman turkish I mean, ذخيره What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ذخيره, Ottoman Turkish English Dictionary

ذخيره ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ذخيره تعني باللغة الإنجليزية. ذخيره ماذا يعني في اللغة العثمانية. ذخيره ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ذخيره

ذخيره چه کلمات انگلیسی چیست؟ ذخيره به معنای انگلیسی. ذخيره چه در زبان عثمانی بود. ذخيره به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ذخيره

zahire ~ ذخيره güncel sözlüklerde anlamı:

ZAHiRE ::: Anbarda saklanan yiyecek, hububat. Azık.

ZAHiRE ::: (C.: Zevâhir) Parlak.

ZAHiRE ::: (Zahâyir) Öğle vakitleri sıcaklığın çok olduğu vakitler.

ZAHiRE ::: Dışarı fırlamış olan göz. * Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi.

zahîre ::: ambardaki tahıl, azık.

Zahire :::


  1. Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
    Örnek: Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu

  2. Gereğinde kullanılmak üzerre saklanan tahıl, aşlık.

zahîre ::: azık , depolanmış erzak

zahire ::: anbarda saklanan yiyecek , hububat , azık , parlak , (zahayir) öğle vakitleri sıcaklığın çok olduğu vakitler , dışarı fırlamış olan göz , günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi

zahîre ::: ‬depolanmış erzak

Zâhire ::: Yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

Zâhire ::: Yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

zahire :::

zâhire - yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hububat

ZAHİRE :::

Dışarı fırlamış olan göz. * Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi