Çağdaş Sözlük

han ~ خوان

Redhouse Sözlüğü - han ~ خوان maddesi. Sayfa: 870 - Sira: 2

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü han - خوان ingilizce anlamı, خوان - han osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خوان - han kelimesi nasıl geçiyor. han osmanlıca nasıl yazılır. han nedir, han ne demek arapca yazılışı.

خوان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خوان. خوان attoman turkish I mean, خوان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خوان, Ottoman Turkish English Dictionary

خوان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خوان تعني باللغة الإنجليزية. خوان ماذا يعني في اللغة العثمانية. خوان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خوان

خوان چه کلمات انگلیسی چیست؟ خوان به معنای انگلیسی. خوان چه در زبان عثمانی بود. خوان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خوان

han ~ خوان güncel sözlüklerde anlamı:

HAN ::: f. Hükümdar. Eski Türklerde Hakan da denen devlet reisi.

HAN ::: f. Yolcuların misafir olduğu bina. Kervansaray. Otel. * Ticaret ehlinin sakin olduğu yer.

HAN ::: f. Yemek sofrası. Üstüne yemek konan tepsi. * Yemek, taam. * Ahçı dükkânı, lokanta.

HAN ::: f. Okuyan, okuyucu, çağıran manasına gelir. Meselâ: Duâ-hân $ : (Niyaz ve tazarrukârane bir tezellül ile) duâ okuyan.

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) : hâinler, hiyânet edenler.

han ::: eski zaman oteli.

hân ::: hükümdar.

han ::: "okuyan" mânâsında son ek.

hân ::: sofra.

Han :::


  1. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan.

  2. Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan.

  3. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı
    Örnek: Bir handa, yorgun argın tatlı bir uykudaydık . F. N. Çamlıbel

  4. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı
    Örnek: Ömer Abit hanında bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu. E. E. Talu

  5. (Mimarlık) Eskiden kent ve kasabalarda ya da önemli kavşak noktalarında, yolcuların hayvanları ile birlikte konakladıkları, içinde ahırları, yatacak odaları bulunan yapı. Ay. bk. kervansaray.

hân ::: okuyan , sofra , hükümdar

hân ::: ‬okuyan

hân ::: ‬sofra

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) hâinler, hiyânet edenler.

han ::: karvansaray

HAN :::

f. Okuyan, okuyucu, çağıran manasına gelir. Meselâ: Duâ-hân $ : (Niyaz ve tazarrukârane bir tezellül ile) duâ okuyan

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: