han ~ خان
Redhouse Sözlüğü - han ~ خان maddesi. Sayfa: 826 - Sira: 16
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü han - خان ingilizce anlamı, خان - han osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خان - han kelimesi nasıl geçiyor. han osmanlıca nasıl yazılır. han nedir, han ne demek arapca yazılışı.
خان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خان. خان attoman turkish I mean, خان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خان, Ottoman Turkish English Dictionary
خان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خان تعني باللغة الإنجليزية. خان ماذا يعني في اللغة العثمانية. خان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خان
خان چه کلمات انگلیسی چیست؟ خان به معنای انگلیسی. خان چه در زبان عثمانی بود. خان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خان
han ~ خان güncel sözlüklerde anlamı:
HAN ::: f. Hükümdar. Eski Türklerde Hakan da denen devlet reisi.
HAN ::: f. Yolcuların misafir olduğu bina. Kervansaray. Otel. * Ticaret ehlinin sakin olduğu yer.
HAN ::: f. Yemek sofrası. Üstüne yemek konan tepsi. * Yemek, taam. * Ahçı dükkânı, lokanta.
HAN ::: f. Okuyan, okuyucu, çağıran manasına gelir. Meselâ: Duâ-hân $ : (Niyaz ve tazarrukârane bir tezellül ile) duâ okuyan.
han ::: eski zaman oteli.
hân ::: hükümdar.
han ::: "okuyan" mânâsında son ek.
hân ::: sofra.
Han :::
- Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan.
- Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan.
- Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı
Örnek: Bir handa, yorgun argın tatlı bir uykudaydık . F. N. Çamlıbel - Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı
Örnek: Ömer Abit hanında bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu. E. E. Talu - (Mimarlık) Eskiden kent ve kasabalarda ya da önemli kavşak noktalarında, yolcuların hayvanları ile birlikte konakladıkları, içinde ahırları, yatacak odaları bulunan yapı. Ay. bk. kervansaray.
hân ::: okuyan , sofra , hükümdar
hân ::: okuyan
hân ::: sofra
han ::: karvansaray
HAN :::