Çağdaş Sözlük

hava ~ خوا

Redhouse Sözlüğü - hava ~ خوا maddesi. Sayfa: 868 - Sira: 7

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hava - خوا ingilizce anlamı, خوا - hava osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خوا - hava kelimesi nasıl geçiyor. hava osmanlıca nasıl yazılır. hava nedir, hava ne demek arapca yazılışı.

خوا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خوا. خوا attoman turkish I mean, خوا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خوا, Ottoman Turkish English Dictionary

خوا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خوا تعني باللغة الإنجليزية. خوا ماذا يعني في اللغة العثمانية. خوا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خوا

خوا چه کلمات انگلیسی چیست؟ خوا به معنای انگلیسی. خوا چه در زبان عثمانی بود. خوا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خوا

hava ~ خوا güncel sözlüklerde anlamı:

HAVA ::: (Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sadâ.

havâ ::: (a. i.) : 1) hava. Serd-i havan'ın soğukluğu. 2) müz. saz veya söz müziğine âıt olup da husûsî bir isimle belirtilmiyen parçadır.

Hava :::


  1. yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.

  2. Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü
    Örnek: Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal

  3. Canlılar üzerindeki etkisine göre hava yuvarının durumu
    Örnek: Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. R. N. Güntekin

  4. Gökyüzü.

  5. Çevreyi kuşatan boşluk.

  6. Esinti.

  7. Müzik parçalarında tür
    Örnek: Kâğıthane havası tutturur, bahriye çiftetellisi çalardık. S. F. Abasıyanık

  8. Müzik aletlerinden çıkan ses perdesi.

  9. Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı.

  10. Yeryuvarını saran uçun ve uçuk katmanın oluşturduğu akışkan ortam.

  11. Dramatik durumu, karakterler, konuşma, dekor, giyim-kuşam, ışık, müzik aracılığıyla bir oyunun özelliğini, tinsel iklimini ortaya çıkaran öğe.

  12. Belirli bir çevreye, başka çevrelerden ayrı, değişik bir özellik sağlayan öğelerin oluşturduğu bütün.T. : atmosfer  

hava ::: (heva) hava , dünyayı çeviren atmosfer , cevv , yer ile gök arası , hafif yel , bir binanın üzerine kat çıkma hakkı , bir yerin hali ve sıhhat bakımından durumu , müzikte ezgili ses , sada

havâ ::: hava

havâ ::: ‬hava

havâ ::: (a. i.) 1) hava. Serd-i havan'ın soğukluğu. 2) müz. saz veya söz müziğine âıt olup da husûsî bir isimle belirtilmiyen parçadır.

hava ::: ahvalruhiye, âlem, beste, cazibe, çevre, durum, eda, esinti, esir, gökyüzü, keyif, mu
hit, ortam, tarz

HAVA :::

(Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sad