hilal ~ خلال
Redhouse Sözlüğü - hilal ~ خلال maddesi. Sayfa: 859 - Sira: 15
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hilal - خلال ingilizce anlamı, خلال - hilal osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خلال - hilal kelimesi nasıl geçiyor. hilal osmanlıca nasıl yazılır. hilal nedir, hilal ne demek arapca yazılışı.
خلال means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خلال. خلال attoman turkish I mean, خلال What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خلال, Ottoman Turkish English Dictionary
خلال ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خلال تعني باللغة الإنجليزية. خلال ماذا يعني في اللغة العثمانية. خلال ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خلال
خلال چه کلمات انگلیسی چیست؟ خلال به معنای انگلیسی. خلال چه در زبان عثمانی بود. خلال به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خلال
hilal ~ خلال güncel sözlüklerde anlamı:
HiLAL ::: Sâfi ve halis. * Sıdk ile dostluk etmek. * Ara. Aralık. * Zaman ve vakit. * İki şey arasına sokulmuş olan. * Buluttan yağmurun çıktığı yer. * Gr: Bir kelimenin aslını ve ondan türeyenleri gösteren tertip. * Kulak ve diş karıştırmak gibi şeylerde kullanılan ucu sivri nesne.
HiLaL ::: Yeni ay şekli. Yeni ay. * Fık: Yay şeklinde görülen her yeni aya ve her ayın üçüncü gecesine kadar aya hilâl denir. 26 ve 27 nci gecelerdeki aya da hilâl, onda so akileri kamer denir. * Cami kubbeleri ve minâre külâhları tepesine konulan alemlerin hilâl şeklinde olan uç kısmı.
halâl ::: (a. i.) : 1) dostluk. 2) iki nesne arası açık olma.
hallâl ::: (a. i.) : sirke yapan kimse.
hilâl ::: (a. i. c. : ehille) : 1) yeni Ay. (bkz. : mâh-i nev). Rü'yet-i hilâl : Ayı görme. [eskiden ertesi günü ramazan ve bayram olacağına işaret sayılmak üzere, Ay'ın bir akşam önce batıda ufka yakın vaziyette görülmesi ve bunun mutlaka şahitlerle ispat edilmesi keyfiyeti. Hava kapalı olup da rü'yet-i hilâl vâki olmazsa şaban ve ramazan otuz gün üzerinden hesap edilir ve buna "ikmâl-i selâsîn" (otuza doldurma) denirdi]. 2) kadın adı.
hilâl-i ahdar ::: yeşilay.
hilâl-i ahmer ::: kızılay.
hilâl ::: (a. i.) : 1) diş, kulak karıştıracak âlet. 2) iki şey arasına sokulan üçüncü şey. 3) ara, aralık.
hilâl-i sütûr ::: satırların aralığı. 4) zaman aralığı, (bkz hengâm).
hilâl-i şa'bân ::: şaban ayı içinde.
hilâl ::: ara, aralık.
hilâl ::: incecik yeni ay.
Hilal :::
- Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, ayça, yeni ay.
- Çocukların okuma öğrenmeye başladıklarında satır ve sözleri şaşırmamak için söz üzerinde gezdirdikleri ucu sivri, uzunca bir gösterme aracı.
- bk. ayça.
hilâl ::: yeni ay , aralık , kürdan , ilkay , ara
halâl ::: mesafe , aralık
halâl ::: mesafe
halâl ::: aralık
halâl ::: açıklık
hilâl ::: aralık
hilâl ::: kürdan
hilâl ::: yeni ay
hilâl ::: ilkay
halâl ::: (a. i.) 1) dostluk. 2) iki nesne arası açık olma.
hallâl ::: (a. i.) sirke yapan kimse.
hilâl ::: (a. i. c. : ehille) 1) yeni Ay. (bkz. : mâh-i nev). Rü'yet-i hilâl : Ayı görme. [eskiden ertesi günü ramazan ve bayram olacağına işaret sayılmak üzere, Ay'ın bir akşam önce batıda ufka yakın vaziyette görülmesi ve bunun mutlaka şahitlerle ispat edilmesi keyfiyeti. Hava kapalı olup da rü'yet-i hilâl vâki olmazsa şaban ve ramazan otuz gün üzerinden hesap edilir ve buna
HİLAL :::
HİLÂL :::