Çağdaş Sözlük

hilal ~ هلال

Redhouse Sözlüğü - hilal ~ هلال maddesi. Sayfa: 2167 - Sira: 5

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hilal - هلال ingilizce anlamı, هلال - hilal osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte هلال - hilal kelimesi nasıl geçiyor. hilal osmanlıca nasıl yazılır. hilal nedir, hilal ne demek arapca yazılışı.

هلال means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language هلال. هلال attoman turkish I mean, هلال What is the meaning of the word, what does it mean in turkish هلال, Ottoman Turkish English Dictionary

هلال ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ هلال تعني باللغة الإنجليزية. هلال ماذا يعني في اللغة العثمانية. هلال ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية هلال

هلال چه کلمات انگلیسی چیست؟ هلال به معنای انگلیسی. هلال چه در زبان عثمانی بود. هلال به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت هلال

hilal ~ هلال güncel sözlüklerde anlamı:

HiLAL ::: Sâfi ve halis. * Sıdk ile dostluk etmek. * Ara. Aralık. * Zaman ve vakit. * İki şey arasına sokulmuş olan. * Buluttan yağmurun çıktığı yer. * Gr: Bir kelimenin aslını ve ondan türeyenleri gösteren tertip. * Kulak ve diş karıştırmak gibi şeylerde kullanılan ucu sivri nesne.

HiLaL ::: Yeni ay şekli. Yeni ay. * Fık: Yay şeklinde görülen her yeni aya ve her ayın üçüncü gecesine kadar aya hilâl denir. 26 ve 27 nci gecelerdeki aya da hilâl, onda so akileri kamer denir. * Cami kubbeleri ve minâre külâhları tepesine konulan alemlerin hilâl şeklinde olan uç kısmı.

hilâl ::: (a. i. c. : ehille) : 1) yeni Ay. (bkz. : mâh-i nev). Rü'yet-i hilâl : Ayı görme. [eskiden ertesi günü ramazan ve bayram olacağına işaret sayılmak üzere, Ay'ın bir akşam önce batıda ufka yakın vaziyette görülmesi ve bunun mutlaka şahitlerle ispat edilmesi keyfiyeti. Hava kapalı olup da rü'yet-i hilâl vâki olmazsa şaban ve ramazan otuz gün üzerinden hesap edilir ve buna "ikmâl-i selâsîn" (otuza doldurma) denirdi]. 2) kadın adı.

hilâl-i ahdar ::: yeşilay.

hilâl-i ahmer ::: kızılay.

hilâl ::: (a. i.) : 1) diş, kulak karıştıracak âlet. 2) iki şey arasına sokulan üçüncü şey. 3) ara, aralık.

hilâl-i sütûr ::: satırların aralığı. 4) zaman aralığı, (bkz hengâm).

hilâl-i şa'bân ::: şaban ayı içinde.

hilâl ::: ara, aralık.

hilâl ::: incecik yeni ay.

Hilal :::


  1. Ayın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, ayça, yeni ay.

  2. Çocukların okuma öğrenmeye başladıklarında satır ve sözleri şaşırmamak için söz üzerinde gezdirdikleri ucu sivri, uzunca bir gösterme aracı.

  3. bk. ayça.

hilâl ::: yeni ay , aralık , kürdan , ilkay , ara

hilâl ::: ‬aralık

hilâl ::: kürdan

hilâl ::: ‬yeni ay

hilâl ::: ilkay

hilâl ::: (a. i. c. : ehille) 1) yeni Ay. (bkz. : mâh-i nev). Rü'yet-i hilâl : Ayı görme. [eskiden ertesi günü ramazan ve bayram olacağına işaret sayılmak üzere, Ay'ın bir akşam önce batıda ufka yakın vaziyette görülmesi ve bunun mutlaka şahitlerle ispat edilmesi keyfiyeti. Hava kapalı olup da rü'yet-i hilâl vâki olmazsa şaban ve ramazan otuz gün üzerinden hesap edilir ve buna

HİLAL :::

Sâfi ve halis. * Sıdk ile dostluk etmek. * Ara. Aralık. * Zaman ve vakit. * İki şey arasına sokulmuş olan. * Buluttan yağmurun çıktığı yer. * Gr: Bir kelimenin aslını ve ondan türeyenleri gösteren tertip. * Kulak ve diş karıştırmak gibi şeylerde kullanılan ucu sivri nesne.

HİLÂL :::

Yeni ay şekli. Yeni ay. * Fık: Yay şeklinde görülen her yeni aya ve her ayın üçüncü gecesine kadar aya hilâl denir. 26 ve 27 nci gecelerdeki aya da hilâl, onda sonrakileri kamer denir. * Cami kubbeleri ve minâre külâhları tepesine konulan alemlerin hilâl şeklinde olan uç kısmı.