habis ~ خبیث
Redhouse Sözlüğü - habis ~ خبیث maddesi. Sayfa: 831 - Sira: 7
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü habis - خبیث ingilizce anlamı, خبیث - habis osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خبیث - habis kelimesi nasıl geçiyor. habis osmanlıca nasıl yazılır. habis nedir, habis ne demek arapca yazılışı.
خبیث means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خبیث. خبیث attoman turkish I mean, خبیث What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خبیث, Ottoman Turkish English Dictionary
خبیث ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خبیث تعني باللغة الإنجليزية. خبیث ماذا يعني في اللغة العثمانية. خبیث ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خبیث
خبیث چه کلمات انگلیسی چیست؟ خبیث به معنای انگلیسی. خبیث چه در زبان عثمانی بود. خبیث به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خبیث
habis ~ خبیث güncel sözlüklerde anlamı:
HABiS ::: Bağışlanan şey. Mukabilinde bir ücret istenmeyen şey. Parasız olarak verilen nesne.
HABiS ::: (Hubs. dan) Fesadcı. Hilekâr. Alçak tabiatlı. Kötü. Pis.
HABiS ::: Hapseden. Tutan. Hapishâneye atan.
habîs ::: (a. s.) : parasız olarak verilen, bağışlanan şey.
habis ::: (a. s.) : hapseden, tutan.
habîs ::: (. s. hubs'dan. c. : habe. se. habîsîn. habîsûn. habesâ) : kötü, alçak, pis, soysuz. Ervâh-ı habîse : kötü ruhlar.
habîs ::: pis, kötü.
HABiS ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! (Hak yolunda) infâkı (harcamayı), kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız (mahsûllerin) en iyisinden yapın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmadığınız pek habîs şeyleri vermeye kalkışmayın... (Bakara sûresi: 267)
İnsanların en kötüsü, habîsliği sebebiyle kendisine ikrâm olunandır. (Hadîs-i şerîf-Ez-Zevâcir)
Boyun eğdirme yâ Rab bir habîse,
Şükr edeyim lütfuna her ne ise.
(Muhammed bin Receb Efendi)
2. Haram.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Yetimlere (babası veya anası ölmüş çocuklara; rüşdüne gelince) mallarını verin. Temizi (helâlı), habîse değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, muhakkak büyük bir günahtır. (Nisâ sûresi: 2)
Habis :::
- Kötü, alçak, soysuz (kimse).
- Kötücül (bazı hastalıklar veya urlar)
Örnek: Bir sinek vardır, sokarsa habis çıban yapar, tedavisi zordur. R. H. Karay
habîs ::: kötü , pis
habis ::: kötü , pis
habîs ::: kötü
habîs ::: pis
habîs ::: (a. s.) parasız olarak verilen, bağışlanan şey.
habis ::: (a. s.) hapseden, tutan.
habîs ::: (. s. hubs'dan. c. : habe. se. habîsîn. habîsûn. habesâ) kötü, alçak, pis, soysuz. Ervâh-ı habîse : kötü ruhlar.
Habis ::: Hayati tehlike : kanseröz.
HABÎS :::
HABİS :::