Çağdaş Sözlük

emir ~ امر

Redhouse Sözlüğü - emir ~ امر maddesi. Sayfa: 198 - Sira: 16

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü emir - امر ingilizce anlamı, امر - emir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte امر - emir kelimesi nasıl geçiyor. emir osmanlıca nasıl yazılır. emir nedir, emir ne demek arapca yazılışı.

امر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language امر. امر attoman turkish I mean, امر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish امر, Ottoman Turkish English Dictionary

امر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ امر تعني باللغة الإنجليزية. امر ماذا يعني في اللغة العثمانية. امر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية امر

امر چه کلمات انگلیسی چیست؟ امر به معنای انگلیسی. امر چه در زبان عثمانی بود. امر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت امر

emir ~ امر güncel sözlüklerde anlamı:

EMiR ::: (Bak: Emr)

EMiR ::: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. * Büyük ve meşhur bir soydan gelen. * Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. * Zengin.

emerr ::: (a. s.) : daha (en, pek) acı.

emerr-i edviye ::: ilâçların en acısı.

emir ::: (a. i. c. : evâmir) : (bkz. : emr).

emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) : 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan "ümerâ" bu mânâlarda kutlanılmaz].

emîr-i Mekke ::: Mekke emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in sülâlesinden olup Mekke'de me'mur bulunan zat.

emîr-ül-ceyş ::: serdar, serasker, başkumandan.

emîr-ül-Hâcc ::: hacılar emîri, hacılar kafilesine reislik etmekle vazifeli bulunan zat.

emîr-ül-mâ' ::: amiral.

emîr-ül-mü'minîn ::: mü'minlerin emîri, Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in halîfesi, (pâdişâh), [bu unvan ilk evvel Hz. Ömer'e verilmiştir],

emîr-ül-ümerâ' ::: (emirlerin emîri) : [eskiden], mülkiye (sivil) de paşalık unvanının ilk derecesi ki ikinci rütbeyi karşılar.

emr ::: (a. i. c. : evâmir) : 1) iş buyurma, buyruk, buyrultu, [ağızdan veyâ yazı ile]. 2) iş, şey, husus, vakıa, hâdise, [bu mânâlarda kullanıldığı takdirde cemi "umur" gelir], (bkz. : emir).

emr bi-l-ma'rûf ve nehy ale-l-münker ::: şeriatın emirlerine uygun emir ve yasaklarına göre yaptırmama.

emr-i âlî ::: [eskiden] pâdişâh tarafından verilen emir.

emr-i gaib gr. ::: üçüncü şahsa verilen emir.

emr-i garîb ::: tuhaf şey.

emr-i hakk (Allah'ın emri) ::: ölüm.

emr-i hâzır ::: gr. ikinci şahsa verilen emir.

emr-i ilâhî ::: (Allah'ın emri) : ölüm.

emr-i kavlî ::: aldığı emri yapmıya mecbur olan [kimse].

emr-i müşkil ::: zor iş.

emr-i sâmî ::: [eskiden] sadâret makamından yazılan emirname.

emr-i tabîî ::: tabîî iş.

emr-i vâki' ::: beklenmedik bir emir.

emr ü fermân hazret-i men leh-ül-emrindir ::: emir ve ferman, emir sahibi olan kimsenindir.

emîr ::: bey, başkan.

EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)

Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

2. Hazret-i Ali'nin lakabı.

Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)

Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

EMiR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allah'a itâat edin. Peygambere ve sizden olan emir sâhiplerine de itâat edin. (Nisâ sûresi: 59)

Allahü teâlâdan korkunuz! Başınızdaki emîr, habeşli köle bile olsa, itâat ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

2. Hazret-i Ali'nin lakabı.

Hazret-i Muâviye'nin Emîr ile muhârebesi, ictihâd sebebi ile idi. (İbn-i Hacer-i Mekkî)

Hazret-i Emîr'in ismi, Cennet kapısının üstünde yazılıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

Emir :::


  1. Buyruk, komut, talimat, ferman.

  2. İstek
    Örnek: İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu

  3. Bir makamdan öbürüne geçerken görevliye verilen belge.

  4. Araplarda ve daha başka Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı.

  5. bk.emir kipi.

  6. Borsada menkul değer alıp satmak amacıyla aracılara yazılı ya da sözlü biçimde yapılan bildirim.

emir ::: iş , buyruk , emir

emîr ::: bey , emirlik başkanı

emr ::: emir , buyruk , iş , husus

emir ::: ‬buyruk

emir ::: emir

emîr ::: ‬bey

emîr ::: emirlik başkanı

emîr ::: emir

emr ::: ‬emir

emr ::: buyruk

emr ::: iş

emir ::: (a. i. c. : evâmir) (bkz. : emr).

emîr ::: (a. i. emr'den. c. : ümerâ) 1) bir kavmin, bir şehrin başı, beği. 2) büyük bir hanedana mensup kimse. [kelimenin cem'i olan

emr ::: (a. i. c. : evâmir) 1) iş buyurma, buyruk, buyrultu, [ağızdan veyâ yazı ile]. 2) iş, şey, husus, vakıa, hâdise, [bu mânâlarda kullanıldığı takdirde cemi

emir ::: buyruk, ferman, istek, komut, talimat

EMİR :::

(Bak: Emr

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: