vakıf ~ واقف
Redhouse Sözlüğü - vakıf ~ واقف maddesi. Sayfa: 2124 - Sira: 4
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü vakıf - واقف ingilizce anlamı, واقف - vakıf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte واقف - vakıf kelimesi nasıl geçiyor. vakıf osmanlıca nasıl yazılır. vakıf nedir, vakıf ne demek arapca yazılışı.
واقف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language واقف. واقف attoman turkish I mean, واقف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish واقف, Ottoman Turkish English Dictionary
واقف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ واقف تعني باللغة الإنجليزية. واقف ماذا يعني في اللغة العثمانية. واقف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية واقف
واقف چه کلمات انگلیسی چیست؟ واقف به معنای انگلیسی. واقف چه در زبان عثمانی بود. واقف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت واقف
vakıf ~ واقف güncel sözlüklerde anlamı:
VaKIF ::: Bilen, haber sahibi. Aşina. Bir işten iyi haberi olan. * Vakfeden. * Duran, ayakta duran.
vâkıf ::: (a. s. vakf ve vukuf'dan) : 1) duran, ayakta duran. 2) Arafat'da vakfeye duran. 3) bir şeyi elde eden; bir işten haberli olan. 4) bir şey vakfeden. Şart-ı vâkıf : vakfı yapanın koştuğu şart.
vâkıf-ı ahvâl ::: durumdan, işlerden haberli.
vâkıf-ı esrar ::: gizli şeyleri, sırları bilen.
vakıf ::: hayır kurumu, malı.
vâkıf ::: bilen, Allah için veren.
VaKIF ::: Vâkıfın müslüman, hür, akıllı ve bâliğ yâni ergenlik çağına ulaşmış olması lâzımdır. (İbn-i Âbidîn)
Şart-ı Vâkıf (Vâkıfın koyduğu şart), nass-ı şârî (din sâhibinin koyduğu kânun) gibidir. (İbn-i Âbidîn)
2. Bir işten haberi olan.
Meşveret olunan kimsenin vâkıf olmadığı şeyi veya vâkıf olduğunun aksini söylemesi günâhtır. Hatâ ile söylemesi günâh olmaz. (M. Hâdimî)
3. Arafât'ta vakfeye duran.
Vakıf :::
- Bilen, farkında olan
Örnek: Demirci anladı, ses çıkarmadı, duvardan üç beş halka aldı, sanatına vâkıf bir adam sükûnetiyle değneğe taktı. M. Ş. Esendal - Bir şeyi vakıf durumuna getiren.
- Bir hizmetin gelecekte de yapılması için belli şartlarla ve resmî bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk, para.
- Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği yer
- Birçok kişi tarafından kurulan ve toplum yararına çalışmayı ilke edinen kuruluş.
- 1. Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran.
vâkıf ::: bilen , vakfeden , anlamak
vâkıf ::: vakfeden
vâkıf ::: anlamak
vâkıf ::: bilmek
Vakıf ::: Tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belirli amaca tahsisi
Vakıf ::: Tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belirli amaca tahsisi
vakıf ::: para
vakıf :::
VÂKIF :::