var ~ وار
Redhouse Sözlüğü - var ~ وار maddesi. Sayfa: 2120 - Sira: 26
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü var - وار ingilizce anlamı, وار - var osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte وار - var kelimesi nasıl geçiyor. var osmanlıca nasıl yazılır. var nedir, var ne demek arapca yazılışı.
وار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language وار. وار attoman turkish I mean, وار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish وار, Ottoman Turkish English Dictionary
وار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ وار تعني باللغة الإنجليزية. وار ماذا يعني في اللغة العثمانية. وار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية وار
وار چه کلمات انگلیسی چیست؟ وار به معنای انگلیسی. وار چه در زبان عثمانی بود. وار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت وار
var ~ وار güncel sözlüklerde anlamı:
VaR ::: f. (Teşbih edatıdır) Gibi, ...li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr : Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli.
"); -vâr ::: (f. e.) : 1) benzetme edatı, gibi. (bkz. : âsâ, mânend, -vâre, -vârî, veş). Âvâre-vâr : âvâre gibi. Bülbül-vâr : bülbül gibi. 2) i. kerre, defa. Yek-vâr : bir defa, bir kerre. 3) s. -li. Ümîd-vâr : ümitli. 4) s. mâlik, sahip. Mâl-vâr : mal sahibi, zengin, (bkz. : -dar, zû-). 5) lâyıklık, uygunluk anlatır. Gûş-vâr : kulağa takılmıya lâyık küpe.
Var :::
- Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı.
- Sahiplik bildiren olumlu isim cümleleri kuran bir söz
Örnek: Rahatsız etmek istemem hem de işim var. H. E. Adıvar - Elde bulunan her şey
Örnek: Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır. R. E. Ünaydın
vâr ::: gibi , benzer
vâr ::: gibi
vâr ::: benzer
-vâr ::: (f. e.) 1) benzetme edatı, gibi. (bkz. : âsâ, mânend, -vâre, -vârî, veş). Âvâre-vâr : âvâre gibi. Bülbül-vâr : bülbül gibi. 2) i. kerre, defa. Yek-vâr : bir defa, bir kerre. 3) s. -li. Ümîd-vâr : ümitli. 4) s. mâlik, sahip. Mâl-vâr : mal sahibi, zengin, (bkz. : -dar, zû-). 5) lâyıklık, uygunluk anlatır. Gûş-vâr : kulağa takılmıya lâyık küpe.
var ::: mevcut, olanca
VÂR :::