Çağdaş Sözlük

vadi ~ وادی

Redhouse Sözlüğü - vadi ~ وادی maddesi. Sayfa: 2120 - Sira: 24

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü vadi - وادی ingilizce anlamı, وادی - vadi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte وادی - vadi kelimesi nasıl geçiyor. vadi osmanlıca nasıl yazılır. vadi nedir, vadi ne demek arapca yazılışı.

وادی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language وادی. وادی attoman turkish I mean, وادی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish وادی, Ottoman Turkish English Dictionary

وادی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ وادی تعني باللغة الإنجليزية. وادی ماذا يعني في اللغة العثمانية. وادی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية وادی

وادی چه کلمات انگلیسی چیست؟ وادی به معنای انگلیسی. وادی چه در زبان عثمانی بود. وادی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت وادی

vadi ~ وادی güncel sözlüklerde anlamı:

VADi ::: İki dağ arasındaki uzun çukur. Dere. Bir nehrin aktığı yer. Nehir yatağı. * Yol, tarz, usül. * Saha.

vâdî ::: (a. i. c. : evdiye) : 1) iki dağ arasındaki uzun çukur, dere. 2) bir nehrin aktığı yer, yatak, (bkz. : mecra).

vâdî-i Eymen ::: Hz. Musa'nın Tûr Dağında Allah'ın tecellîsine mazhar olduğu yer, Tur Dağı civarında bir dere. [Hz. Mûsâ zevcesiyle beraber buraya gitmiş ve zevcesi burada doğum yapmıştır] . 3) yol, tarz, usul, alan. (bkz. : saha).

vâdi-i hâmûşân ::: mezarlık, kabristan.

vâdî-i kadim ::: eski tarz, eski usul Fsür vevâ nesir]

vâdî ::: iki dağ arası uzun çukur.

Vadi :::


  1. İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak
    Örnek: Vadinin hemen kıyı başında idi ve çevresinde beş karaltı vardı. T. Buğra

  2. Alan, yol, tarz
    Örnek: ... münakaşa kızışınca lakırtıyı hemen meslek bakımından çok zararlı bir vadiye, yani şahsiyata sürüklediklerini hatırlarız. B. Felek

vadi ::: iki dağ arasındaki uzun çukur , yol , tarz , dere

vâdî ::: vadi , nehir yatağı

vâdî ::: ‬vadi

vâdî ::: nehir yatağı

vâdî ::: saha

vâdî ::: alan

vadi ::: alan, tarz, yol

VADİ :::

İki dağ arasındaki uzun çukur. Dere. Bir nehrin aktığı yer. Nehir yatağı. * Yol, tarz, usül. * Saha