mevkıf ~ موقف
Redhouse Sözlüğü - mevkıf ~ موقف maddesi. Sayfa: 2034 - Sira: 9
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mevkıf - موقف ingilizce anlamı, موقف - mevkıf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte موقف - mevkıf kelimesi nasıl geçiyor. mevkıf osmanlıca nasıl yazılır. mevkıf nedir, mevkıf ne demek arapca yazılışı.
موقف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language موقف. موقف attoman turkish I mean, موقف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish موقف, Ottoman Turkish English Dictionary
موقف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ موقف تعني باللغة الإنجليزية. موقف ماذا يعني في اللغة العثمانية. موقف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية موقف
موقف چه کلمات انگلیسی چیست؟ موقف به معنای انگلیسی. موقف چه در زبان عثمانی بود. موقف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت موقف
mevkıf ~ موقف güncel sözlüklerde anlamı:
MEVKIF ::: Durak. Durulacak yer. Ayakta duracak yer. İstasyon.
mevkif ::: (a. i. vukûf'dan. c. : mevâkif) : 1) durak, duracak yer, istasyon. 2) astr. , top. her hangi bir astronomi ve topografya âletinin belli bir maksatla rasat yapmak için kurulduğu nokta, istasyon, durak noktası.
muvakkıf ::: (a. s. vukuf dan) : tev-kîf eden, durduran, alıkoyan.
mevkıf ::: durak, bölüm.
MEVKIF ::: Âhirette, peygamberlerin, kendilerine inen kitâblarını okumaları tamâm olduktan sonra, bir nidâ (ses) gelir ki: "Ey mücrimler (kâfirler) ayrılınız!" (Yâsîn sûresi: 59) denir. Bu nidâ üzerine, mevkıf yâni Arasât meydanı harekete geçer. O zaman, herkesi büyük bir korku alır. Birbirine girift olurlar (karışırlar). Melekler cinler ile ve cinler insanlar ile karışır. (İmâm-ı Gazâlî)
mevkıf ::: bölüm , durak
mevkif ::: durak , istasyon
mevkif ::: durak
mevkif ::: istasyon
mevkif ::: (a. i. vukûf'dan. c. : mevâkif) 1) durak, duracak yer, istasyon. 2) astr. , top. her hangi bir astronomi ve topografya âletinin belli bir maksatla rasat yapmak için kurulduğu nokta, istasyon, durak noktası.
muvakkıf ::: (a. s. vukuf dan) tev-kîf eden, durduran, alıkoyan.
MEVKIF :::