musa ~ موصی
Redhouse Sözlüğü - musa ~ موصی maddesi. Sayfa: 2032 - Sira: 2
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü musa - موصی ingilizce anlamı, موصی - musa osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte موصی - musa kelimesi nasıl geçiyor. musa osmanlıca nasıl yazılır. musa nedir, musa ne demek arapca yazılışı.
موصی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language موصی. موصی attoman turkish I mean, موصی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish موصی, Ottoman Turkish English Dictionary
موصی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ موصی تعني باللغة الإنجليزية. موصی ماذا يعني في اللغة العثمانية. موصی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية موصی
موصی چه کلمات انگلیسی چیست؟ موصی به معنای انگلیسی. موصی چه در زبان عثمانی بود. موصی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت موصی
musa ~ موصی güncel sözlüklerde anlamı:
MUSA ::: Beni İsrâil peygamberlerinden Hz. Musa'nın (A.S.) ismi. Dört büyük kitaptan birisi olan Tevrat, vahiy yoluyla kendisine gelmiştir. Yahudilerin en büyük peygamberidir. Şeriatı, İsa'ya (A.S.) kadar devam etti. Yusuf'un (A.S.) soyundan Yuşa nâmındaki peygamberi yerine tâyin ederek vefat etmiştir. Mısır firavununa karşı mücadele etti. Harun (A.S.) kardeşi ve kendi veziri hükmünde idi.(Mısır Kıt'ası, kumistan olan Sahra-yı Kebir'in bir parçası olduğundan Nil-i Mübarek'in feyziyle gâyet mahsuldâr bir tarla hükmüne geçtiğinden, o cehennem-nümun sahra komşuluğunda şöyle cennet-misal bir mevki-i mübarekin bulunması, felâhat ve ziraatı, ahalisinde pek mergub bir surete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki ziraatı, kudsiye; ve vasıta-ı ziraat olan "Bakar"ı ve "Sevr"i mukaddes, belki mâbud derecesine çıkarmış. Hattâ o zamandaki Mısır milleti, sevr'e, bakar'a ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte o zamanda Benî-İsrail dahi, o kıt'ada neş'et ediyordu ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, "İcl" mes'elesinden anlaşılıyor.İşte Kur'an-ı Hakîm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm'ın risaletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidatlarına işlemiş olan o bakar-perestlik mefkuresini kesip öldürdüğünü, bir bakar'ın zebhi ile ifham ediyor. S.)
MUSA ::: Vasiyet olunan mal. * Menfaat.
mûsâ ::: (a. s. vesâyet'den) : 1) vasiyet olunan mal ve menfaat. mûsâ-bih : vasiyet olunan şey. mûsâ-leh : kendisine bir şey vasiyet olunan [adam] . 2) tavsiye olunmuş, tavsiye edilmiş.
Mûsî ::: (a. s. vesâyet'den) : 1) vasiyet eden; birini vasî gösteren. 2) tavsiye eden. [müen. : "mûsiye"]
muvassâ ::: (a. s.) : tavsiye olunan.
muvassî ::: (a. s.) : (bkz. : mûsî).
musa ::: beni israil peygamberlerinden hz , musa'nın ismi , dört büyük kitaptan birisi olan tevrat , vahiy yoluyla kendisine gelmiştir , yahudilerin en büyük peygamberidir , şeriatı , isa'ya kadar devam etti , yusuf'un soyundan yuşa namındaki peygamberi yerine tayin ederek vefat etmiştir , mısır firavununa karşı mücadele etti , harun kardeşi ve kendi veziri hükmünde idi , vasiyet olunan mal , menfaat
mûsâ ::: (a. s. vesâyet'den) 1) vasiyet olunan mal ve menfaat. mûsâ-bih : vasiyet olunan şey. mûsâ-leh : kendisine bir şey vasiyet olunan [adam] . 2) tavsiye olunmuş, tavsiye edilmiş.
Mûsî ::: (a. s. vesâyet'den) 1) vasiyet eden; birini vasî gösteren. 2) tavsiye eden. [müen. :
muvassâ ::: (a. s.) tavsiye olunan.
muvassî ::: (a. s.) (bkz. : mûsî).
MUSA :::