men ~ منع
Redhouse Sözlüğü - men ~ منع maddesi. Sayfa: 2006 - Sira: 29
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü men - منع ingilizce anlamı, منع - men osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte منع - men kelimesi nasıl geçiyor. men osmanlıca nasıl yazılır. men nedir, men ne demek arapca yazılışı.
منع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language منع. منع attoman turkish I mean, منع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish منع, Ottoman Turkish English Dictionary
منع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ منع تعني باللغة الإنجليزية. منع ماذا يعني في اللغة العثمانية. منع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية منع
منع چه کلمات انگلیسی چیست؟ منع به معنای انگلیسی. منع چه در زبان عثمانی بود. منع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت منع
men ~ منع güncel sözlüklerde anlamı:
MEN ::: f. Ben. (Farsçada birinci şahıs zamiri) (Bak: Mâ)
MEN ::: (İsm-i Mevsuldür) Şahsa delâlet eder. "O kimse ki, yahut, kimi, kim, kim ki" gibi mânâlara gelir. İstifham için olur, yerine göre tesniye (Menân) şeklinde ve cemi (Menun) gibi okunabilir. Akıl sahibleri hakkında kullanılır. Mevsule, şartiye, nekre-i tâmme, nekre-i mevsule olur.
men ::: (a. z.) : o kimse ki, kim, kim ki. Ol babda emr ü ferman hazret-i men leh-ül-emrindir : [büyük kimselere yazılan yazılarda : "emir sizindir" mânâsına olarak bir klişe hâlinde kullanılırdı]
men aleyh-id-diye ::: huk. [eskiden] üzerine diyet verilmesi lâzımgelen kimse.
men aleyh-il-kısas ::: huk. [eskiden] üzerine kısas icrası îcâbeden kimse, (katil gibil.
men aleyh-in-nafaka ::: huk. [eskiden] diğer birşahsın nafakası- kendi üzerine vâcibolan kimse.
men lâ-yüreddü aleyh ::: fer. kendilerine red ya-pılmıyan vârisler ki, karı ve kocadan ibarettir.
men leh-üd-diye ::: huk. [eskiden] diyete müsteh-ik olan kimse : maktulün veresesi gibi
men leh-ül-hakk ::: huk. [eskiden] hak sahibi olan kimse.
men leh-ül-hıdâne ::: huk. [eskiden] hidâna hakkına mâlik olan kimse.
men leh-ül-istiglâl ::: huk. [eskiden] bir vakıf mahallin gailesi kendine meşrut olan kimse.
men leh-ün-nafaka ::: huk. [eskiden] nafakası diğer kimse üzerine lâzımgslen kimse, meselâ : [baba üzerine oğlunun nafakası lâzım geldikte, oğula : "men leh-ün-nafaka" denir]
men leh-üs-süknâ ::: huk. [eskiden] bir vakıf akarın süknâsına müstehik olan kimsedir ki, o akarda bizzat oturur, onu başkasına îcâr edemez ve o akarı lüzum görüldükçe - vakfiyede hilâfına bir şart yoksa- kendi malından tamir eder.
men yüreddü aleyh ::: fer. muayyen hisselerden artan miktar kendilerince reddolunan vârislerdir ki, bunlar karı ve kocadan maada muayyen sehim sahibi olanlardır.
men' ::: (a. i.) : yasak etme, bırakmama; durdurma; esirgeme, vermeme, önleme.
men ::: kim.
men ::: yasaklama.
Men :::
- Yasaklama, izin vermeme.
- Japon no oyununda başrolü oyuncunun taktığı maske.
men' ::: yasaklama , yasaklamak , yasaklanmak
men ::: yasaklama , ben , kim
men ::: ben
men’ ::: engel olma
men’ ::: alıkoyma
men’ ::: engel olunma
men’ ::: alıkonulma
men’ ::: yasaklama
men’ ::: yasaklanma
Men ::: Yasak etme; bırakmama; durdurma; esirgeme; vermeme; önleme
men ::: (f. z.) ben.
men ::: (a. z.) o kimse ki, kim, kim ki. Ol babda emr ü ferman hazret-i men leh-ül-emrindir : [büyük kimselere yazılan yazılarda :
men' ::: (a. i.) yasak etme, bırakmama; durdurma; esirgeme, vermeme, önleme.
Men ::: Yasak etme; bırakmama; durdurma; esirgeme; vermeme; önleme
men :::
MEN :::