Çağdaş Sözlük

merkez ~ مركض

Redhouse Sözlüğü - merkez ~ مركض maddesi. Sayfa: 1815 - Sira: 6

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü merkez - مركض ingilizce anlamı, مركض - merkez osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مركض - merkez kelimesi nasıl geçiyor. merkez osmanlıca nasıl yazılır. merkez nedir, merkez ne demek arapca yazılışı.

مركض means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مركض. مركض attoman turkish I mean, مركض What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مركض, Ottoman Turkish English Dictionary

مركض ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مركض تعني باللغة الإنجليزية. مركض ماذا يعني في اللغة العثمانية. مركض ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مركض

مركض چه کلمات انگلیسی چیست؟ مركض به معنای انگلیسی. مركض چه در زبان عثمانی بود. مركض به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مركض

merkez ~ مركض güncel sözlüklerde anlamı:

MERKEZ ::: (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret. * Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı. * Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası.

merkez ::: (a. i. rekz'den. c. : merâkiz) : 1) yuvarlak bir çizginin (çenberin) her noktasından aynı uzaklıkta bulunan nokta. Kuwe-i an-il-merkeziyye : *' 'merkezkaç kuvvet, bir merkezin etrafında hareket eden bir cismi, o merkezden uzaklaştıran kuvvet, fr. foree centrifuge. Kuvve-i ile-l-merkeziyye : Hz. *merkezcil kuvvet, muhitten merkeze doğru yönelen kuvvet, fr. force centripete. 2) bir şeyin en işlek yeri, orta yeri, işlek yer. 3) kollara ayrılan bir teşkilâtın, bir kuruluşun umûmî idare yeri. 4) en yüksek dereceli polis karakolu. 5) tarz, suret, şekil, yol.

merkez-i âlem ::: astr. Güneş.

merkez-i Arz ::: jeol. Arz'ın, Dünyâ'nın merkezi,

merkez-i dâhili ::: jeol. iç merkez, hareketin (*deprem) yer içindeki merkezi.

merkez-i devr ::: fiz. hareket eden bir cismin, etrafında devrettiği nokta.

merkez-i hak ::: toprağın, dünyânın merkezi. merkez-i kemâl : mükemmellik merkezi.

merkez-i küre-i semâ ::: astr. küre-i semânın merkezi ki, aynı zamanda arzın merkezidir.

merkez-i mîh-i nuhâî ::: anat. dimağda cümle-i asabiyye kısmının tamamen toplandığı nokta.

merkez-i sıklet ::: ağırlık merkezi.

merkez-i tazyik ::: fiz. tazyik, ağırlık noktası.

merkez-i teşrî ::: kanun yapma merkezi.

merkez ::: orta mekân, idare yeri.

Merkez :::


  1. Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri.

  2. Bir işin öğretildiği yer.

  3. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
    Örnek: İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi. Y. K. Karaosmanoğlu

  4. Belirli bir yerin ortası.

  5. Polis karakolu
    Örnek: Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim. A. Gündüz

  6. Biçim, durum, yol.

  7. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası.

  8. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek.

  9. özek.

merkez ::: orta mekan , idare yeri , (rekz , den) bir şeyin ortası , vasat , yol , durum , vaziyet , hal , suret , şubeleri bulunan bir teşkilatın idare olunduğu ve emir veren yeri , makamı , bir şeyin en işlek yeri , teşkilat olan yerin en yüksek makamı , geo: dairenin orta noktası , çaplarının kesim noktası

merkez ::: biçim, göbek, mihrak, odak, özek, tarz

MERKEZ :::

(Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret. * Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı. * Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası.