mürekkeb ~ مركب
Redhouse Sözlüğü - mürekkeb ~ مركب maddesi. Sayfa: 1814 - Sira: 35


1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü mürekkeb - مركب ingilizce anlamı, مركب - mürekkeb osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مركب - mürekkeb kelimesi nasıl geçiyor. mürekkeb osmanlıca nasıl yazılır. mürekkeb nedir, mürekkeb ne demek arapca yazılışı.
مركب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مركب. مركب attoman turkish I mean, مركب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مركب, Ottoman Turkish English Dictionary
مركب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مركب تعني باللغة الإنجليزية. مركب ماذا يعني في اللغة العثمانية. مركب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مركب
مركب چه کلمات انگلیسی چیست؟ مركب به معنای انگلیسی. مركب چه در زبان عثمانی بود. مركب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مركب
mürekkeb ~ مركب güncel sözlüklerde anlamı:
MüREKKEB ::: (Rükub. dan) Terkib edilmiş, bir kaç maddeden yapılmış. * Yazı yazmaya mahsus boya terkibi. * Karışmış, muhtelit. * Bitecek yer, münbit. * Asıl, esas.
merkeb ::: (a. i. rükûb'dan. c. : merâkib) : 1) rükûbedilecek, binilecek şey, binek. 2) vapur. gemi, kayık gibi şeyler. 3) eşek. [dilimizde1 yalnız "eşek" mânâsına kullanılır]
mürekkebe ::: (a. s. rükûb'dan. c. : mürekkebât) : 1) terkîbedilmiş, iki veya daha çok şeylerin karışmasından meydana gelen, (bkz : halita). 2) kim. , fels. , gr. bileşik, fr. coınposé. Cehl-i mürekkeb : bilmediğini bile bilmemek suretiyle olan cahillik. Faiz-i mürekkeb. (bkz. : faiz). 3) yazı mürekkebi, fr. encre, (bkz. : Midas).
mürekkib ::: (a. s. rükûb'dan) : terkibeden, bir *bileşiği meydana getiren, fiz. *bileşen.
mürekkeb ::: terkib edilmiş, birleşik, boya.
MüREKKEB ::: Ruh basîttir. Mürekkeb değildir. Böyle olsaydı, basît olan bir şey bunda yerleşmezdi. Çünkü ruh parçalanırsa, bunda yerleşen basît şeyin de parçalanması lâzım gelir. Basît olan şey ise parçalanamaz. (Ali bin Emrullah)
mürekkeb ::: birkaç şeyden oluşturulan , yazı için kullanılan sıvı , iki veya daha çok şeyin karışmasından meydana gelen , bileşik , oluşan , bileşen , mürekkep , terkib edilmiş , birleşik , boya , (rükub , dan) terkib edilmiş , bir kaç maddeden yapılmış , yazı yazmaya mahsus boya terkibi , karışmış , muhtelit , bitecek yer , münbit , asıl , esas
merkeb ::: eşek
merkeb ::: binit
merkeb ::: eşek
mürekkeb ::: oluşan
mürekkeb ::: bileşen
mürekkeb ::: mürekkep
merkeb ::: (a. i. rükûb'dan. c. : merâkib) 1) rükûbedilecek, binilecek şey, binek. 2) vapur. gemi, kayık gibi şeyler. 3) eşek. [dilimizde1 yalnız
mürekkebe ::: (a. s. rükûb'dan. c. : mürekkebât) 1) terkîbedilmiş, iki veya daha çok şeylerin karışmasından meydana gelen, (bkz : halita). 2) kim. , fels. , gr. bileşik, fr. coınposé. Cehl-i mürekkeb : bilmediğini bile bilmemek suretiyle olan cahillik. Faiz-i mürekkeb. (bkz. : faiz). 3) yazı mürekkebi, fr. encre, (bkz. : Midas).
mürekkib ::: (a. s. rükûb'dan) terkibeden, bir *bileşiği meydana getiren, fiz. *bileşen.
MÜREKKEB :::