Çağdaş Sözlük

ki ~ كه

Redhouse Sözlüğü - ki ~ كه maddesi. Sayfa: 1607 - Sira: 8

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ki - كه ingilizce anlamı, كه - ki osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كه - ki kelimesi nasıl geçiyor. ki osmanlıca nasıl yazılır. ki nedir, ki ne demek arapca yazılışı.

كه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كه. كه attoman turkish I mean, كه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كه, Ottoman Turkish English Dictionary

كه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كه تعني باللغة الإنجليزية. كه ماذا يعني في اللغة العثمانية. كه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كه

كه چه کلمات انگلیسی چیست؟ كه به معنای انگلیسی. كه چه در زبان عثمانی بود. كه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كه

ki ~ كه güncel sözlüklerde anlamı:

"); keh ::: (f. i.) : saman, (bkz. : kâh).

kih ::: (f. s. c. : kihân) : küçük, (bkz. : kihîn, sagîr).

"); küh ::: (f. i.) : dağ. ["kûh" kelimesinin hafifletilmişi]

"); ki ::: (f. e.) : kelimelerin sonuna gelen "-ki" son ekinden ayrı olan bu edat bir ismi veya bir cümleyi arkadan gelen bir cümleye türlü ilgilerle bağlanmakta kullanıldığı gibi, bâzen birakım duyguları îzah etmeye de yarar. 1) bir ismi veya zamîri bir cümleye bağladığı vakit o cümle, ismin sıfatı durumunda olur : bir adam ki söz dinlemez.. (= söz dinlemiyen bir adam) 2) bilmek, anlamak gibi bir hâlin açığa çıkışını veya görmek, işitmek gibi bir duyuşu bildiren fiillerle kurulan bir cümleyi başka bir cümleye bağladığı zaman ikincisi birincisinin faili (*öznesi) veya mef'ûlü (nesnesi) hükmüne geçer : herkes bilir ki Dünyâ yuvarlaktır. (=Dünyânın yuvarlak olduğunu herkes bilir) 3) birinci cümlede fiile belirsiz bir zarf, mütemmime (*tümlece) veya faile (*özneye) sayı veyâ belirsizlik sıfatı geldiğinde ikinci cümle o fiili, mütemimi veyâ fâili (*özneyi) vasıflandırılmış olur : öyle koşar ki arkasından kurşun yetişmez (= arkasından kurşun yetişemiyecek kadar koşar) 4) ikinci cümledeki hükmün birincideki işin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını belirtmeye yarar. : geldim ki kimseler yok). 5) İki eksiksiz cümleyi bağladığı vakit ikincisi birincideki hükme bir delil teşkil eder : Ahmet çalışıyor ki siz onu seviyorsunuz. 6) ikinci cümle istek * kipinde veya üçüncü şahıs emir kipinde olduğu vakit bu cümle, birinicisinin gayesini gösterir : oturdum ki biraz dinleneyim. 7) birinci cümle menfi (* olumsuz) olup, ikincisi yukarıdaki şekilde bulunursa, bu sonuncusu olamıyacak bir netice bildirir : sakalım yok ki sözüm dinlensin. 8) soru cümlelerini "bilmem" fiiline bağlıyarak tereddüz veya çâresizlik anlatmıya yarar : bilmem ki öyle şey olur mu? 9) şikayet veyâ kınama gibi duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilir : o beni sevmez ki 10) "o kadar, öyle bir" gibi belirsiz zarflarla yapılan ifadelerin sonua getirildiği zaman fiile çokluk manasını veriri : o kadar eğlendik ki. 11) aynı belirsiz zarflar sıfat gibi kullanıldığı vakit beğenme veya şaşma duygusu anlatır : bana öyle bir kitap verdi ki. 12) bir soru cümlesinin sonua getirildiği vakit tereddüt veya endişe anlatır : acaba gelmez mi ki 13) bâzı kelimelerin sonuna, en çok, bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yani edatlar meydana getirir : "belki, çünki, halbuki, mâdem ki, oysaki, öyle ki, sanki, şöyle ki" gibi.

Ki :::


  1. Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz
    Örnek: Uzun değneklerine dayanmış çobanlar iddia ederler ki memba sularının her biri bir ayrı derde devadır. R. H. Karay

  2. Özneyi, tümleci güçlendirerek cümlenin temel bölümüne bağlayan bir söz.

  3. "Öyle, o kadar, o denli" vb.nden sonra, kullanıldığı cümleye güç katan bir söz.

  4. İkinci cümledeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir söz.

  5. İki cümlede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir söz

  6. Yakınma, kınama vb. duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilen bir söz.

  7. Bir soru cümlesinin sonuna getirildiğinde şüphe veya endişe anlatan bir söz.

  8. Bazı kelimelerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yeni edatlar oluşturan bir söz: Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki gibi.

keh ::: (f. i.) saman, (bkz. : kâh).

kih ::: (f. s. c. : kihân) küçük, (bkz. : kihîn, sagîr).

küh ::: (f. i.) dağ. [

ki ::: (f. e.) kelimelerin sonuna gelen

ki ::: kim