Çağdaş Sözlük

kerih ~ كره

Redhouse Sözlüğü - kerih ~ كره maddesi. Sayfa: 1542 - Sira: 22

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kerih - كره ingilizce anlamı, كره - kerih osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كره - kerih kelimesi nasıl geçiyor. kerih osmanlıca nasıl yazılır. kerih nedir, kerih ne demek arapca yazılışı.

كره means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كره. كره attoman turkish I mean, كره What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كره, Ottoman Turkish English Dictionary

كره ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كره تعني باللغة الإنجليزية. كره ماذا يعني في اللغة العثمانية. كره ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كره

كره چه کلمات انگلیسی چیست؟ كره به معنای انگلیسی. كره چه در زبان عثمانی بود. كره به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كره

kerih ~ كره güncel sözlüklerde anlamı:

KERiH ::: İğrenç, tiksindirici. * Muharebe ve cenkte olan şiddet. * Pis, çirkin, fena şey. * Nefse kerahetlik vercek kabahat.

Kerh ::: (a. i.) : 1) iğrenme, tiksinme, hoşlanmama. 2) zorlama, (bkz. : kerahet1, 2.

kerih ::: (a. s. kerh'den.) : 1) iğ-renç; çirkin. Savt-ı kerih : çirkin ses.

kerîh-ül-manzar ::: görünüşü çirkin ve iğrenç. 2) pis kokan. Râyiha-i kerihe : pis koku.

kerîh-ün-nefes ::: nefesi, ağzı kokan. [müen. "kerihe"]

kerre ::: (a. i. c. : kerrat) : defa, kez.

küro ::: (a. i. c. : kürât) : 1) yuvarlak, toparlak. kürc-i arz : yer yuvarlağı. 2) geo. küre. küre-i âteş : hava tabakası üzerindeki ateş kısmı.

küre-i ayn ::: hek. göz yuvarlağı.

küre-i hacerî ::: taşküre, litosfer, fr. lithos-phere.

küre-i hak ::: yeryüzü.

küre-i hevâ, lâceverd ::: gök kubbesi.

küre-i kamer ::: astr. Ay.

küre-i levniyye ::: renkküre, kromosfer, fr. ehromosphere.

küre-i mâiyye ::: suküre, hidrosfer, fr. hydros-phere.

küre-i musattaha ::: düzlemküre.

küre-i mücesseme ::: yerküre.

küre-i nesîmi ::: havaküre, atmosfer, fr. atmos-phere.

küre-i semâ ::: astr. gökteki, gök cisimlerinin vaziyetini gösteren küre; merkezi Arz'ın merkezi olmak üzere yarı çapı sonsuz olarak tasavvur olunan ve sathında bütün yıldızların mürtesemleri bulunan muhayyel küre.

küre-i sulbe ::: taşküre, litosfer, fr. lithosphere. (bkz. : küre-i hacerî).

küre-i şems ::: astr. Güneş.

küre-i zemîn ::: yeryüzü, yeryuvarlağı.

küre-i ziya ::: ışıkküre, fotosfer, fr. photos-phero.

kürre ::: (f. i.) : 1) sıpa. 2) tay. kürre-i har : sıpa.

kerîh ::: tiksindirici.

Kerih :::


  1. Tiksindirici, iğrenç.

küre ::: dünya , küre , yuvarlak , (kürre yanlıştır) yuvarlak cisim , şeklin sathındaki bütün noktalar merkeze aynı uzaklıktadır , dünya da yuvarlak olduğundan "küre-i arz" denilmiştir , "küre-i zemin" de denir , toprak ocak , madenci ocağı

kerih ::: iğrenç , tiksindirici

kürre ::: sıpa , tay

kere ::: kez

kerîh ::: iğrenç , tiksindirici

kerre ::: defa

kere ::: ‬kez

kerîh ::: ‬iğrenç

kerre ::: ‬defa

küre ::: ‬küre

kürre ::: ‬sıpa

kürre ::: tay

Kerh ::: (a. i.) 1) iğrenme, tiksinme, hoşlanmama. 2) zorlama, (bkz. : kerahet1, 2.

kerre ::: (a. i. c. : kerrat) defa, kez.

kürre ::: (f. i.) 1) sıpa. 2) tay. kürre-i har : sıpa.

kerih ::: iğrenç

KERİH :::

İğrenç, tiksindirici. * Muharebe ve cenkte olan şiddet. * Pis, çirkin, fena şey. * Nefse kerahetlik vercek kabahat

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: