Çağdaş Sözlük

kitabet ~ كتابت

Redhouse Sözlüğü - kitabet ~ كتابت maddesi. Sayfa: 1523 - Sira: 41

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kitabet - كتابت ingilizce anlamı, كتابت - kitabet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كتابت - kitabet kelimesi nasıl geçiyor. kitabet osmanlıca nasıl yazılır. kitabet nedir, kitabet ne demek arapca yazılışı.

كتابت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كتابت. كتابت attoman turkish I mean, كتابت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كتابت, Ottoman Turkish English Dictionary

كتابت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كتابت تعني باللغة الإنجليزية. كتابت ماذا يعني في اللغة العثمانية. كتابت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كتابت

كتابت چه کلمات انگلیسی چیست؟ كتابت به معنای انگلیسی. كتابت چه در زبان عثمانی بود. كتابت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كتابت

kitabet ~ كتابت güncel sözlüklerde anlamı:

KiTABET ::: Yazmak. Kâtiblik. Usulüne göre bir şeyi yazmak.

kitabet ::: (a. i.) : 1) yazı yazma, bir maddeyi kaidelerine uygun şekilde kaleme alma. 2) kâtiplik. 3) huk. [eskiden] mevlâ ile memlûkü (efendi ile köle) arasında muvazaa yoluyla câri olan bir akit. [buna mükâtebe de denir]

kitâbet-i bâtıla ::: huk. [eskiden] inikad şartlarını cami olmayan mükâtebedir ki, bununla kitabet hükümleri sabit olmaz.

kitâbet-i faside ::: huk. [eskiden] şart-ı faside mukarin olan mükâtebedir ki, fâsiden münakkit olur. Meselâ : [iki taksitte ellişer liradan yüz lira vermek ve bir taksit zamanında verilmediği takdirde on lira daha verilmek şartıyla yapılan kitabet bu kabildendir. Bu bedeli tediye hâlinde tahakkuk eder. Bununla beraber bu kitabeti mevlâ ile memlûkten her biri diğerinin rızasına bakmaksızın feshedebilir]

kitâbet-i müştereke ::: huk. [eskiden] iki kimsenin müştereken mâlik oldukları bir köle veya câriye hakkında bir akit ile yaptıkları mükâtebe (yazışma) ki, memlûk bu şeriklere âit kitabet bedelini tamamen tediye edince azâdolur.

kitâbet-i sahîha ::: huk. [eskiden] şeraitini câmî olan mükâtebedir ki, cinsi malûm, miktarı belli ve katî bir bedel üzerine yapılmış olur.

kitâb-hâne ::: (a. f. b. i.) : kütüphane, kitabevi; kitaptaray, kitap satılan veya kitap okunan yer.

kitâbet ::: yazma işi.

KiTaBET ::: 1. Güzel yazı ve güzel ifâde için lâzım olan yazı yazma usûl ve kâideleri.

Din bilgileri, dünyâda ve âhirette huzûru, saâdeti kazandıran bilgilerdir. Bunlar da iki kısma ayrılır: Ulûm-i âliyye (yüksek din bilgileri) ve ulûm-i ibtidâiyye (âlet ilimleri). Yüksek din bilgileri sekizdir. Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilmek için lâzım olan âlet ilimleri on ikidir. Bunlar; sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân, me'ânî, bedî, belâgât ve inşâ ilimleridir. Din âlimi olmak için sekiz yüksek din bilgisini bütün incelikleri ile fen bilgilerini de lüzûmu kadar öğrenmek lâzımdır. (Abdülgânî Nablüsî)

2. Kölenin belirli bir ücreti ödemek veya bildirilen şartları yerine getirmek karşılığında âzâd edileceğine (serbest bırakılacağına) dâir sâhibi ile yaptığı akid, sözleşme. (Bkz. Mükâteb)

Kitabet :::


  1. Yazmanlık, kâtiplik.

  2. Kompozisyon, tahrir.

kitâbet ::: yazmak

kitâb-hâne ::: (a. f. b. i.) kütüphane, kitabevi; kitaptaray, kitap satılan veya kitap okunan yer.

KİTABET :::

Yazmak. Kâtiblik. Usulüne göre bir şeyi yazmak